1) bir parça, çok az: ‘Tuhaf! Çocukların yüzünde zerre kadar utanma belirtisi yok.’ –A. Ümit. 2) hiç: ‘Bu iki hikâyecik üzerinde zerre kadar edebî münakaşalara girişmemişlerdi.’ –O. C. Kaygılı.
1) bir parça, çok az: ‘Tuhaf! Çocukların yüzünde zerre kadar utanma belirtisi yok.’ –A. Ümit. 2) hiç: ‘Bu iki hikâyecik üzerinde zerre kadar edebî münakaşalara girişmemişlerdi.’ –O. C. Kaygılı.