1) zorla almak: ‘Bizans’ta Sırp memleketlerini zapt ettilerse de bir müddet sonra bazı kısımlara geniş otonomiler verdiler.’ –F. R. Atay. 2) tutmak: ‘Neveser bir sevinç çığlığını zor zapt etmişti.’ –A. İlhan. 3) bir şeyi güç kullanarak önlemek: ‘El ele vermiş polisler kaldırımlardan taşan halk kitlesini zor zapt ediyorlardı.’ –H. Taner. 4) yazıya geçirmek: İfadesini zapt edenlere sessizce baktı. 5) hatırında tutmak: Söylediklerinizin birçoğunu zapt ettim. 6) anlamak, kavramak, bütünüyle öğrenmek: ‘Bütün ayrıntılarıyla bu âlemi zapt etmiş belleği başlıca dayanağı idi.’ –H. Taner.