yerine getirmek

1) istenileni, gerekeni yapmak: ‘Sırf iri, kara gözlerindeki endişe dinsin diye, itiraz etmeden her isteğini yerine getirdim.’ –N. Uygur. 2) eski duruma döndürmek; 3) ifa etmek: ‘Şirket su veremeyecekse taahhüdünü yerine getirmediği için dağıtılır.’ –N. Hikmet.

  • Yazının Bağlantısı: yerine getirmek
  • Tarih: 9 Ocak 2025
  • Yazının Kategorisi:
  • Yazar:
  • Bu yazıyı RSS ile Takip Et
  • Diğer kaynaklarda arayın: yerine getirmek
  • Filtreleme Seçenekleri
    Field not found.
    Ana Menü