1) istenileni, gerekeni yapmak: ‘Sırf iri, kara gözlerindeki endişe dinsin diye, itiraz etmeden her isteğini yerine getirdim.’ –N. Uygur. 2) eski duruma döndürmek; 3) ifa etmek: ‘Şirket su veremeyecekse taahhüdünü yerine getirmediği için dağıtılır.’ –N. Hikmet.