1) vedalaşmak, esenleşmek: ‘Onu daima öper ve sefere çıkacakları zaman en sonra ona veda ederlerdi.’ –N. F. Kısakürek. 2) mec. sevilen bir şeyle olan ilgisini kesmek: ‘Dünyaya veda ettik, atıldık doludizgin / En son koşumuzdur bu, asırlarca bilinsin’ –Y. K. Beyatlı.