ünü herkesçe bilinmek ve her yerden duyulmak: ‘Dünyaca ün almış Mark Twain Derneğinin fahri üyeliğini aldığını duyunca…’ –S. F. Abasıyanık. ‘Ramazan, sertliği, zulmü ile ün salmış bir kabadayı idi.’ –H. E. Adıvar.
ünü herkesçe bilinmek ve her yerden duyulmak: ‘Dünyaca ün almış Mark Twain Derneğinin fahri üyeliğini aldığını duyunca…’ –S. F. Abasıyanık. ‘Ramazan, sertliği, zulmü ile ün salmış bir kabadayı idi.’ –H. E. Adıvar.