başı sonu olmayan, sınırsız, sonsuz: ‘Nevin, içinde ucu bucağı kayıp bir boşluk duydu.’ –S. F. Abasıyanık. ‘Bir ucu yok, bucağı yok harabedeydim / Soğuk mehtap karanlığa kefen sarardı.’ –E. B. Koryürek.
başı sonu olmayan, sınırsız, sonsuz: ‘Nevin, içinde ucu bucağı kayıp bir boşluk duydu.’ –S. F. Abasıyanık. ‘Bir ucu yok, bucağı yok harabedeydim / Soğuk mehtap karanlığa kefen sarardı.’ –E. B. Koryürek.