1) çok yorulmak: ‘Bütün gün çocukların peşinde koşmaktan turşusu çıkmış ihtiyar lalanın karanlık bir köşede horladığı işitiliyordu.’ –R. N. Güntekin. 2) ezilmek, parçalanmak: Portakalların turşusu çıkmış.
1) çok yorulmak: ‘Bütün gün çocukların peşinde koşmaktan turşusu çıkmış ihtiyar lalanın karanlık bir köşede horladığı işitiliyordu.’ –R. N. Güntekin. 2) ezilmek, parçalanmak: Portakalların turşusu çıkmış.