avutmak, avundurmak: ‘Öyle ağlıyor ki ben de içimi çeke çeke onu teselli etmeye çalışıyorum.’ –A. Ağaoğlu. ‘Zehra Hanım, Tevfik’in ebesiydi ve onu çok severdi, arkasını sıvadı, teselli verdi.’ –H. E. Adıvar.
avutmak, avundurmak: ‘Öyle ağlıyor ki ben de içimi çeke çeke onu teselli etmeye çalışıyorum.’ –A. Ağaoğlu. ‘Zehra Hanım, Tevfik’in ebesiydi ve onu çok severdi, arkasını sıvadı, teselli verdi.’ –H. E. Adıvar.