1) önceden birbirlerini tanımış olmak, tanış olmak; 2) bir şeyi daha önceden öğrenmiş, duymuş olmak: ‘Sırrı Bey, bu iki ada hemen tanıdık çıktı ve artık oturduğu koltukta büsbütün uzanarak, bekliyoruz paşam, dedi.’ –Y. K. Karaosmanoğlu.
1) önceden birbirlerini tanımış olmak, tanış olmak; 2) bir şeyi daha önceden öğrenmiş, duymuş olmak: ‘Sırrı Bey, bu iki ada hemen tanıdık çıktı ve artık oturduğu koltukta büsbütün uzanarak, bekliyoruz paşam, dedi.’ –Y. K. Karaosmanoğlu.