1) evi, ortalığı temizlemek; 2) ne var ne yoksa hepsini yemek: ‘Büyükdere’den yanına bir sepet kiraz aldığı vakit, sandalda bütün kirazı silip süpürür.’ –S. Birsel. 3) ne var ne yok hepsini alıp götürmek veya yok etmek: ‘Bu, nereden ve kimden geldiği belli olmayan darbe son ümitlerini de silip süpürmüştü.’ –E. E. Talu.