bir şeyin vakti gelmek: ‘Herkes ona artık vaktini ibadete hasretmek zamanının geldiğini, daha doğrusu ahireti düşünmek saati çaldığını ima ediyordu.’ –H. E. Adıvar.
bir şeyin vakti gelmek: ‘Herkes ona artık vaktini ibadete hasretmek zamanının geldiğini, daha doğrusu ahireti düşünmek saati çaldığını ima ediyordu.’ –H. E. Adıvar.