1) arkasından gitmek, izlemek: ‘Kaçarsa peşine düşerek ona korkulu dakikalar geçirtiyordu.’ –Y. N. Nayır. 2) bir isteğin gerçekleşmesini sağlamaya çalışmak: ‘Her biri bir yere, ekmek parası peşine gittiler, kendi başlarını da kurtardılar.’ –M. Ş. Esendal.