1) tasarlanmış bir işi yersiz ve vakitsiz olarak karıştırmak, planları altüst etmek: ‘Ömer de bizimle idi ama oyunumu bozacağı için sana yüzünü göstermemiştim.’ –R. H. Karay. 2) mızıkçılık etmek.
1) tasarlanmış bir işi yersiz ve vakitsiz olarak karıştırmak, planları altüst etmek: ‘Ömer de bizimle idi ama oyunumu bozacağı için sana yüzünü göstermemiştim.’ –R. H. Karay. 2) mızıkçılık etmek.