1) yokken var olmak, meydana çıkmak, türemek: ‘Ama bizi, en azından Fahri’yle beni yadırgatan başka şeyler ortaya çıkmaya başladı.’ –A. Ümit. 2) biri kendini göstermek: ‘Lanet filozofum diyerek ortaya çıkıp Allah’a ve kullara karşı hezeyan eden tımarhanelik herifler!’ –Ö. Seyfettin.