1) olmak, oluşmak: ‘Kum tanelerinden meydana gelen yazıları okumaya çalışan Bünyamin bir hayli zorlandı.’ –İ. O. Anar. 2) ortaya çıkmak: ‘Müspet ve realist ilmî araştırmaların meydana gelebilmesi için istatistik bir zarurettir.’ –N. Hikmet.
1) olmak, oluşmak: ‘Kum tanelerinden meydana gelen yazıları okumaya çalışan Bünyamin bir hayli zorlandı.’ –İ. O. Anar. 2) ortaya çıkmak: ‘Müspet ve realist ilmî araştırmaların meydana gelebilmesi için istatistik bir zarurettir.’ –N. Hikmet.