çok zor ve tehlikeli bir anda yardım etmek: ‘Aşağı kattan gürültüyü işiterek imdadıma koşan annem evvela neye uğradığını bilememişti.’ –Y. K. Karaosmanoğlu. ‘Neyse bu işte de otelci imdadımıza yetişti.’ –R. N. Güntekin.
çok zor ve tehlikeli bir anda yardım etmek: ‘Aşağı kattan gürültüyü işiterek imdadıma koşan annem evvela neye uğradığını bilememişti.’ –Y. K. Karaosmanoğlu. ‘Neyse bu işte de otelci imdadımıza yetişti.’ –R. N. Güntekin.