çok dağınık, kötü, bozuk veya berbat bir duruma gelmek: ‘Mamafih, artık iler tutar yeri kalmayan paltosunu eskiciye satmak suretiyle bu kararını biraz daha uzattı.’ –H. Taner.
çok dağınık, kötü, bozuk veya berbat bir duruma gelmek: ‘Mamafih, artık iler tutar yeri kalmayan paltosunu eskiciye satmak suretiyle bu kararını biraz daha uzattı.’ –H. Taner.