1) çevirmek, çevrelemek, kuşatmak, sarmak: ‘Dıştan uzatılmış bir merdivenle binanın üst kısmını ihata eden bir balkona çıkılıyor.’ –H. S. Tanrıöver. 2) mec. kavramak, anlamak.
1) çevirmek, çevrelemek, kuşatmak, sarmak: ‘Dıştan uzatılmış bir merdivenle binanın üst kısmını ihata eden bir balkona çıkılıyor.’ –H. S. Tanrıöver. 2) mec. kavramak, anlamak.