1) tatlı, ağır gelip artık yiyememek; 2) mec. çok konuşarak veya ağır davranarak birini usandırmak; 3) mec. yoğun olarak hissetmek: ‘Bu bahçede insanın içini bayıltan hanımeli, gül ve salkım kokuları binbir ot kokusuna karışıyordu.’ –H. E. Adıvar.
1) tatlı, ağır gelip artık yiyememek; 2) mec. çok konuşarak veya ağır davranarak birini usandırmak; 3) mec. yoğun olarak hissetmek: ‘Bu bahçede insanın içini bayıltan hanımeli, gül ve salkım kokuları binbir ot kokusuna karışıyordu.’ –H. E. Adıvar.