istediği, imrendiği şeyi elde edememek: ‘Gazetenin yayını kesildi; çaresiz İzmir’e döndüm fakat hevesim kursağımda kalmıştı.’ –A. İlhan. ‘Bütün hevesim boğazımda kaldı. Küstüm oturdum.’ –N. Meriç.
istediği, imrendiği şeyi elde edememek: ‘Gazetenin yayını kesildi; çaresiz İzmir’e döndüm fakat hevesim kursağımda kalmıştı.’ –A. İlhan. ‘Bütün hevesim boğazımda kaldı. Küstüm oturdum.’ –N. Meriç.