defetmek, kovmak: ‘Bir adamı hiç sormadan, etmeden böyle han kapısından teğelti atar gibi kolundan tutup fırlatınca içinde bir üzüntü kalır.’ –M. Ş. Esendal.
defetmek, kovmak: ‘Bir adamı hiç sormadan, etmeden böyle han kapısından teğelti atar gibi kolundan tutup fırlatınca içinde bir üzüntü kalır.’ –M. Ş. Esendal.