tkz. 1) anlaşılmamak: ‘Ama sözleri motor gürültüsünün içinde güme gitti.’ –H. Taner. 2) boşu boşuna ölmek, hiç uğruna ölmek: ‘Baktım ki güme gideceğim, yavaşça kayığın baş yanına gittim ve kendimi denize salıverdim.’ –Halikarnas Balıkçısı. 3) değeri anlaşılmadan yitip gitmek: ‘Gelgelelim çağın sansürü, dine karşı çıkıyorsa Yunus’un nice imanlı şiiri güme gidecekti, demektir.’ –T. Halman.