1) başı dönmek, hafif baygınlık geçirmek: ‘Duvar tarafına doğru bir adım atarak evet cevabını veren Orhan’ın gözleri gene kararıyordu.’ –P. Safa. 2) mec. umutsuzluğun veya aşırı bir isteğin etkisi altında ne yaptığını bilmez duruma gelmek: ‘İnsan sevgisi ne kadar yoğunsa gözü karardığında cesareti de o denli delice idi.’ –A. Kulin.