1) ocağın ateşini harlandırmak; 2) argo herhangi bir işi veya şeyi hızlandırmak: Beleş rakıyı bulunca fayrap etti. 3) argo açmak, çıkarmak: Pencereleri fayrap etti. Gömleği fayrap etti.
1) ocağın ateşini harlandırmak; 2) argo herhangi bir işi veya şeyi hızlandırmak: Beleş rakıyı bulunca fayrap etti. 3) argo açmak, çıkarmak: Pencereleri fayrap etti. Gömleği fayrap etti.