1) tutsak durumuna getirmek: ‘Beni bir takım vahşi çapulcular esir edip sımsıkı bağladıkları hâlde memleketlerine götürdüler.’ –N. F. Kısakürek. 2) mec. alıkoymak, meşgul etmek.
1) tutsak durumuna getirmek: ‘Beni bir takım vahşi çapulcular esir edip sımsıkı bağladıkları hâlde memleketlerine götürdüler.’ –N. F. Kısakürek. 2) mec. alıkoymak, meşgul etmek.