1) egemenliği, buyruğu altına girmek: Kale düşman eline düştü. 2) yakalanmak: Haydutların eline düştü. 3) birine muhtaç olmak: Elbet bir gün elime düşersin. 4) rastlamak, tesadüf etmek: Çocuk iyi bir öğretmenin eline düştü.
1) egemenliği, buyruğu altına girmek: Kale düşman eline düştü. 2) yakalanmak: Haydutların eline düştü. 3) birine muhtaç olmak: Elbet bir gün elime düşersin. 4) rastlamak, tesadüf etmek: Çocuk iyi bir öğretmenin eline düştü.