1) büyütülmek, bakılmak: ‘Çocuklar Nimet Hanım adında bir kadının elinde büyüdüler.’ –R. N. Güntekin. 2) eğitilmek, bilgi, görgü ve terbiye sahibi olmak, yetiştirilmek: ‘Üstadım, ben sizin elinizde büyüdüm, sizden feyzaldım.’ –F. F. Tülbentçi.
1) büyütülmek, bakılmak: ‘Çocuklar Nimet Hanım adında bir kadının elinde büyüdüler.’ –R. N. Güntekin. 2) eğitilmek, bilgi, görgü ve terbiye sahibi olmak, yetiştirilmek: ‘Üstadım, ben sizin elinizde büyüdüm, sizden feyzaldım.’ –F. F. Tülbentçi.