el(I) el koymak

1) bir yolsuzluğu ortaya çıkarmak, incelemek, vaziyet etmek; 2) üstüne konmak: ‘Herkesin olan bir olanağa el koyup onu kendi çıkarına kullananı neden seveyim?’ –A. Ağaoğlu. 3) zorla almak: ‘Bizi işimizde gücümüzde serbest bırakmak şöyle dursun, çoluk çocuğumuzun nafakasına el koymaya kalkıştılar.’ –Y. K. Karaosmanoğlu. 4) işi üzerine almak, sorumluluğu üstlenmek: ‘Annem hemen işe el koydu.’ –A. Kutlu. 5) yetkili organ bir malı veya bir kuruluşu kendi yönetimine almak.

  • Yazının Bağlantısı: el(I) el koymak
  • Tarih: 9 Ocak 2025
  • Yazının Kategorisi:
  • Yazar:
  • Bu yazıyı RSS ile Takip Et
  • Diğer kaynaklarda arayın: el(I) el koymak
  • Filtreleme Seçenekleri
    Field not found.
    Ana Menü