1) çağırmak: ‘Bir bakanmışım gibi beni kürsüye davet etti.’ –Y. K. Karaosmanoğlu. 2) birinin bir şeye uymasını istemek: ‘Kimin kimi istifaya davet edeceğini pek yakında gösterecekti.’ –R. N. Güntekin. 3) mec. yol açmak: Hastalığı davet ediyor.
1) çağırmak: ‘Bir bakanmışım gibi beni kürsüye davet etti.’ –Y. K. Karaosmanoğlu. 2) birinin bir şeye uymasını istemek: ‘Kimin kimi istifaya davet edeceğini pek yakında gösterecekti.’ –R. N. Güntekin. 3) mec. yol açmak: Hastalığı davet ediyor.