1) çok büyük, çok iri, çok güçlü: ‘Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden / Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin’ –F. N. Çamlıbel. 2) pek çok: ‘Önüne bırakılmış dosyalar dağ gibiydi.’ –A. Kulin.
1) çok büyük, çok iri, çok güçlü: ‘Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden / Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin’ –F. N. Çamlıbel. 2) pek çok: ‘Önüne bırakılmış dosyalar dağ gibiydi.’ –A. Kulin.