uğruna ızdırap veya büyük üzüntü, sıkıntı çekmek, zarara girmek, ölmek: ‘Üçümüzün müşterek kurbanı olduğumuz acı bir devir, bahçenin tatlı havasını ağırlaştırmıştı.’ –H. E. Adıvar.
uğruna ızdırap veya büyük üzüntü, sıkıntı çekmek, zarara girmek, ölmek: ‘Üçümüzün müşterek kurbanı olduğumuz acı bir devir, bahçenin tatlı havasını ağırlaştırmıştı.’ –H. E. Adıvar.