1) niyetinden, kararından caydırmak: ‘Böyle olursa zamanla kızının aklını çelmek kolaylaşırdı.’ –N. Cumalı. 2) ayartmak, baştan çıkarmak: ‘Hasan gelip Reha Bey’in, beni filan gazinoda beklediğini söyleyerek aklımı çeliyordu.’ –O. C. Kaygılı.
1) niyetinden, kararından caydırmak: ‘Böyle olursa zamanla kızının aklını çelmek kolaylaşırdı.’ –N. Cumalı. 2) ayartmak, baştan çıkarmak: ‘Hasan gelip Reha Bey’in, beni filan gazinoda beklediğini söyleyerek aklımı çeliyordu.’ –O. C. Kaygılı.