1) verilen ölüm cezasını askerî bir kıtanın attığı kurşunlarla yerine getirmek: ‘Sarı çam deresinde bu otuz kadar eşkıyayı kurşuna dizdiler.’ –Y. Kemal. 2) öldürmek.
1) verilen ölüm cezasını askerî bir kıtanın attığı kurşunlarla yerine getirmek: ‘Sarı çam deresinde bu otuz kadar eşkıyayı kurşuna dizdiler.’ –Y. Kemal. 2) öldürmek.