söylediğini, istediğini, yaptırmak: ‘Düğün sahipleri onlara söz geçiremediler.’ –M. Ş. Esendal. ‘Her seferinde kalbine söz geçirerek zaaflarını denetleyebiliyordu.’ –M. Mungan.
söylediğini, istediğini, yaptırmak: ‘Düğün sahipleri onlara söz geçiremediler.’ –M. Ş. Esendal. ‘Her seferinde kalbine söz geçirerek zaaflarını denetleyebiliyordu.’ –M. Mungan.