1) korumak: ‘Paris’teki hemşehriler bana büyük bir sevgi ve emniyetle kucaklarını açmışlardı.’ –R. N. Güntekin. 2) sığınacak yer vermek: ‘Her çalışmak isteyene kucak açmışlardı.’ –Y. K. Karaosmanoğlu.
1) korumak: ‘Paris’teki hemşehriler bana büyük bir sevgi ve emniyetle kucaklarını açmışlardı.’ –R. N. Güntekin. 2) sığınacak yer vermek: ‘Her çalışmak isteyene kucak açmışlardı.’ –Y. K. Karaosmanoğlu.