(bir şey olmaya) yüz tutmak

1) bir şey, olmak üzere bulunmak: ‘Duvarları sıvasız, kepenkleri boyanmadan bırakıldığı için çürümeye yüz tutmuş evde Hatice nine oturuyordu.’ –N. Cumalı. 2) giderek biçim ve renk değiştirmek: ‘Hepimiz gölgelenmeye yüz tutan ateşe gözlerimizi dikmiştik.’ –S. F. Abasıyanık.

  • Yazının Bağlantısı: (bir şey olmaya) yüz tutmak
  • Tarih: 9 Ocak 2025
  • Yazının Kategorisi:
  • Yazar:
  • Bu yazıyı RSS ile Takip Et
  • Diğer kaynaklarda arayın: (bir şey olmaya) yüz tutmak
  • Filtreleme Seçenekleri
    Field not found.
    Ana Menü