1) oturacak yer bulamamak; 2) yıkılmamak, çökmemek: Bu yapı beş yüz yıldan beri ayakta kalmıştır. 3) değerini yitirmemek, önemini korumak: ‘Ömrü boyunca bu vatan için, bu devletin ayakta kalabilmesi için çalıştı.’ –A. Ümit.
1) oturacak yer bulamamak; 2) yıkılmamak, çökmemek: Bu yapı beş yüz yıldan beri ayakta kalmıştır. 3) değerini yitirmemek, önemini korumak: ‘Ömrü boyunca bu vatan için, bu devletin ayakta kalabilmesi için çalıştı.’ –A. Ümit.