1) dinç olmak, canlı olmak: ‘Enişte, delikanlıları gölgede bırakacak kadar çalıştı; hâlâ ayak üstünde.’ –S. M. Alus. 2) iş görür durumda olmak.
1) dinç olmak, canlı olmak: ‘Enişte, delikanlıları gölgede bırakacak kadar çalıştı; hâlâ ayak üstünde.’ –S. M. Alus. 2) iş görür durumda olmak.