1) tutuşmak, yanmaya başlamak: ‘Sobada çıralar hemen alev almış, odunları da tutuşturmuştu.’ –T. Buğra. 2) mec. coşmak, heyecanlanmak, heyecana gelmek; 3) mec. öfkelenmek, kızmak; 4) mec. telaşlanmak.
1) tutuşmak, yanmaya başlamak: ‘Sobada çıralar hemen alev almış, odunları da tutuşturmuştu.’ –T. Buğra. 2) mec. coşmak, heyecanlanmak, heyecana gelmek; 3) mec. öfkelenmek, kızmak; 4) mec. telaşlanmak.