bir varmış bir yokmuş
masal gibi geçip gitmiş, artık hayal olmuş.
bir vuruşla ağaç devrilmez
olumlu bir sonuç elde etmek için, tek bir girişimle yetinmemeli, o işe devam edilmelidir.
bir yemem diyenden kork, bir oturmam diyenden
oturmayacağını belirten konuk yatıya kalır, yemeyeceğini söyleyen de bir türlü doyurulamaz.
biri bilmeyen bini hiç bilmez
küçük de olsa bir iyiliğin değerini bilmeyen, daha büyük iyiliklere layık değildir.
biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar
herkesin yararlanabileceği şeyden bazıları yararlanır da başkalarına yararlanma fırsatı vermezlerse büyük kavga çıkar.
birlikten kuvvet doğar
toplu veya beraber davranmak daha büyük güç sağlar.
bitli baklanın da kör alıcısı olur
işe yaramaz da olsa her şeyin isteklisi bulunur.
biz attık kemik diye, el kaptı ilik diye
bizim işe yaramaz diye vazgeçtiğimizi başkaları değerli buldu.
biz bize benzeriz
aramızda fark yok, özelliklerimiz veya tutum ve davranışlarımız aynıdır.
biz kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz
birbirimizi çok yakından tanırız, onun öyle bir üstün durumu olmadığını biliriz.
bizim gelin bizden kaçar, tutar ellere başını açar
bize yabancı duran yakınımız, dostumuz, akrabamız başkalarına rahatça, içtenlikle yardım eder.
bıçağı kestiren kendi suyu, insanı sevdiren kendi huyu
bir şeyin, bir kimsenin değeri, kendisinde aranılan özel niteliklerle artar.
bıçak kınını kesmez
kötüler yararlandıkları kimselere kötülük etmekten çekinirler.
bıçak yarası geçer (onulur), dil yarası geçmez (onulmaz)
hakaret, ağır söz vb. gönül kırıcı davranışların hiçbir zaman unutulmayacağını anlatan bir söz.
bıldır yediği hurmalar, bu yıl götünü tırmalar
aradan bir yıl geçmiş, davranışının karşılığını şimdi görüyor, yaptığının acısı bugün çıkıyor.
bıldırcının beyliği arpa biçimine kadardır
her kazancın bir sonu vardır.
bodur tavuk her gün (dem) piliç
kısa boylular olduklarından daha genç görünürler.
boğaz dokuz boğumdur
bir söz iyice düşünmeden söylenmemelidir.
bok boku kenefte bulur
kötüler birbirlerini nerede bulacaklarını bilirler ve orada buluşurlar.
boka nispetle tezek amberdir
çok kötü bir şeyin yanında, ondan daha az kötü olanı güzel görünür.
bol bol yiyen bel bel bakar
kazandığını ölçüsüzce harcayan ve ilerisi için bir şey artırmayan kişi kazançsız kaldığında acıklı bir duruma düşer.
borç iyi güne kalmaz
borcu ilk fırsatta ödemek gerekir.
borç ödemekle (vermekle), yol yürümekle tükenir
birden ödenemeyen bir borç azar azar verilerek ödenebilir.
borç ödenir, kira ödenmez
kiracı olmaktansa, borca girip ev sahibi olmak daha iyidir.
borç uzayınca kalır, dert uzayınca alır
borç zamanında ödenmezse borçluluk duygusu gevşer, hastalık uzun süreli olursa ölüme yol açar.
borç vermekle, düşman vurmakla
borç vermekle, düşman vurmakla yok edilir.
borç yiğidin kamçısıdır
borç, kişiyi daha çok çalışmaya zorlar.
borç yiyen kesesinden yer
borçla alışveriş yapan, aldıklarının parasını hemen ödemese de günün birinde mutlaka ödeyecektir.
borçlu ölmez, benzi sararır
borç kişiyi öldürmez ancak hasta edecek kadar üzer.
borçlunun dili kısa gerek
borcu olan kimse, alacaklısına karşı ileri geri konuşmamalı, aşağıdan almalıdır.
borçlunun duacısı alacaklısıdır
borçlunun ölmemesi ve para kazanması için en çok dua eden alacaklısıdır.
borçlunun yalımı alçak olur
borçlu, özellikle alacaklısının yanında göğsünü gere gere gezemez, suçlu gibi durur.
borçsuz çoban yoksul beyden yeğdir
yoksulluk ve sıkıntı içinde olup da bey adı taşımaktansa borçsuz ve sıkıntısız bir çoban olmak daha iyidir.
borçtan korkan kapısını büyük açmaz (küçük açar)
borçlanmak istemeyen fazla açılmaz, giderlerini kısar, kendi durumuna uygun bir yaşama yolu tutar.
borcun iyisi vermek, derdin iyisi ölmek
borçlu ve dertli bir biçimde yaşanılmaz; borçtan kurtulmanın yolu onu vermek, onulmaz dertten kurtulmanın çıkar yolu ise ölmektir.
borcun yoksa kefil ol, işin yoksa şahit ol
tanıklık boş oturan kimselerin, kefillik ise parası çok olan kimselerin işidir.
boş başağın başı dik olur
bilgisiz olan üstün görünmek için kasılır.
boş başak dik durur
bilgisiz olan üstün görünmek için kasılır.
boş çuval ayakta (dik) durmaz
1) karnı doymayan kimse çalışamaz; 2) bilgisiz ve yeteneksiz bir kişi, kendisine verilen görevlerde tutunamaz.
boş eşek yorga gider
üzerinde bir görev bulunmayan kaygısız kişi, rahat rahat, istediği gibi yaşar.
boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir
çalışmak insanı tembellikten kurtarır.
boş ite menzil olmaz
aylak kimsenin yeri yurdu belli değildir.
boş torba ile at tutulmaz
çıkar veya karşılık gösterilmeden bir kimse bir yere bağlanmaz.
boşa kodum dolmadı, doluya kodum almadı
içinden çıkılmayan güç bir durum karşısında söylenen bir söz.
boşboğazı ateşe atmışlar, odunum yaş (az) demiş
çenesi düşükler umulmadık anlarda densizce konuşabilirler.
bostan gök iken pazar(lık) yapılmaz
ayrıntıları belli olmayan bir iş için anlaşma yapılmamalı.
bostana dadanan eşeğin kuyruğu, kulağı olmaz
çalıp çırpmayı alışkanlık edinen kimse yakalanıp ceza göre göre insanlıktan çıkar.
böyle başa böyle tıraş
kişi nasıl birisiyse ona uygun biçimde davranılır.
böyle gelmiş böyle gider
her zaman böyle olmuş, gene de böyle olacak.
boynuz kulaktan sonra çıkar, ama kulağı geçer
bir konu üzerinde sonradan yetiştikleri hâlde kendilerinden önce yetişmiş olanları geçenler vardır.
boyuma göre (boyumca) boy buldum, huyuma göre (huyumca) huy bulmadım
bir kimse, beden yapısı, zenginlik vb. konularda kendisine uyanı bulabilir ama huyu kendisine uyan bir kimseyi kolay kolay bulamaz.
bozacının şahidi şıracı
aynı düşüncede ve aynı yapıda olan insanlar birbirlerini korurlar, kollarlar.
bu abdestle daha çok namaz kılınır
bir tutum veya davranışın etkisi sürekli olur.
bu kadar kusur kadı kızında da bulunur
üzerinde durulmaya değmeyecek kadar küçük bir kusurdur.
bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
sözleri ve davranışları birbirini tutmuyor, çelişiyor.
bu sıcağa kar mı dayanır?
aşırı harcamalarla eldeki imkânlar çok çabuk tükenir.
buğday başak verince orak pahaya çıkar
gereksinim duyulan şey değer kazanır.
buğday ekmeğin yoksa buğday dilin de mi yok?
görüştüğün kimseyi ağırlayacak, onun istediklerini yapacak durumda olmayabilirsin ama tatlı dille onun gönlünü hoş edebilirsin.
buğday ile koyun, geri yanı (kalanı) oyun
çiftçi için koyun ve buğdaydan değerli bir şey yoktur.
buğdayım var deme ambara girmeyince, oğlum var deme yoksulluğa ermeyince (düşmeyince)
bir şeyin senin olduğundan kuşkun kalmaması için gereken bütün koşullar gerçekleşmelidir.
büğersen göl olur, açarsan çöl olur
birikim, ancak tutmayı bilirsen olur.
bugün bana ise yarın sana
bugün birinin başına gelen kötü bir durum, daha sonra başka birinin de başına gelebilir.
bugünkü (akşamın) işini yarına (sabaha) bırakma (koyma)
bugün yapılması gereken bir işin ertesi güne bırakılması iyi değildir.
bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir
sağlanmış bir kazanç beklenen, umulan daha büyük bir kazanca feda edilemez.
bükemediğin eli öp başına ko
düşmanını yenemiyorsan ona hoş görünmeye çalışarak kötülüğünden kendini koru.
bülbülü altın kafese koymuşlar, ‘ah vatanım’ demiş
kişi, başka yerlerde ne kadar rahat ve mutlu olursa olsun yine de kendi yurdunu özler.
bülbülün çektiği dili belası
ilerisi düşünülmeden söylenen söz insanın başına dert açabilir.
buldukça bunar (bulmuş da bunuyor)
bulduğuyla yetinmiyor da daha çoğunu istiyor.
buldum bilemedim, bildim bulamadım
kişi elinde fırsat varken bundan yararlanmayı bilmez, yararlanma yollarını öğrendiği zaman da eline fırsat geçmez.
büyük balık küçük balığı yutar
güçlüler, güçsüzleri ezer.
büyük başın derdi büyük olur
büyük işlerin başında bulunanların karşılaşacağı güçlükler de çoktur.
büyük lokma ye büyük söz söyleme
başaramayacağın, sonuçlandıramayacağın bir konuda kesin sözler söyleme.
çabalama kaptan ben gidemem
bu işi yapacak güçte değilim, zorlamanın yararı yok.
çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme
kişi, çağrıldığı yere gitmeli, çağrılmadığı yere gitmemelidir.
çağrılan yere git, ar eyleme; çağrılmadığın yere gidip yerini dar eyleme
kişi, çağrıldığı yere gitmeli, çağrılmadığı yere gitmemelidir.
çağrılmayan yere çörekçiyle börekçi gider
çağrılmadığın yere sakın gitme.
cahile söz (laf) anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür (zordur)
ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz, cahile söz anlatmak bundan da zor bir şeydir.
cahilin dostluğundan arifin düşmanlığı yeğdir
akılsız kimse iyi niyetli olsa dahi yaptığı işin ne gibi kötü sonuçlar doğuracağını hesap edemediğinden dostuna bilmeyerek fenalık edebilir, akıllı düşmanın yapacağı kötülükse akıl yoluyla sezilir ve gereken tedbir alınabilir.
çalı idi çırpı idi, evim idi ya, ayı idi uyu idi, kocam idi ya
her ne kadar evim derme çatma, kocam kaba saba idiyse de, bir düzen kurmuş, yaşayıp gidiyordum.
çalma elin kapısını, çalarlar kapını
kimseye kötülük yapma yoksa onlar da sana aynı kötülüğü yaparlar.
çam ağacından ağıl olmaz, el çocuğundan oğul olmaz
her şeyin bir değeri vardır; yapacağı iş, kullanılacağı yer ayrıdır.
çam sakızı çoban armağanı
verilen bir armağanın sunulduğu kimseye değerine uygun olmadığını ve verenin gücünün ancak buna yettiğini özür yollu anlatmak için söylenen bir söz.
cambaz ipte balık dipte gerek
kişi, sadece uzman olduğu alanda çalışmalıdır.
cami ne kadar büyük olsa imam gene bildiğini okur
bir yetkili kimse, çevresindekilerin düşüncesi ne olursa olsun kendi istediğini yapmaya çalışır.
caminin (mescidin) mumunu yiyen kedinin gözü kör olur
kendisini yetiştiren kimsenin malına hıyanet eden, el uzatan kimse cezasını bulur.
can boğazdan gelir (geçer)
insan yiyeceğine önem vererek güçlenebilir veya yemeden yaşamak mümkün değildir.
can bostanda bitmez
insan, canının değerini bilmeli, onu yıpratmamalıdır.
can candan şirindir (tatlıdır)
bir kişi için kendi canı, başkasının canından daha tatlıdır.
can canın yoldaşıdır
insan tek başına yaşayamaz, konuşup görüşmek için arkadaş arar.
can çekişmektense ölmek yeğdir
bir işte çeşitli sıkıntı ve üzüntülerle karşılaşıp olağanüstü gayret harcamaktansa o işten vazgeçmek daha iyidir.
can çıkmayınca (çıkmadan) huy çıkmaz
insanı alışkanlıklarından, huylarından vazgeçirmek mümkün değildir.
can cümleden aziz
insanın kendisi herkesten önce gelir.
cana gelecek kaza (zarar) mala gelsin
zarardan kurtulma olanağı yoksa, bunun cana değil, mala gelmesi yeğlenir.
cana gelecek mala gelsin
zarardan kurtulma olanağı yoksa, bunun cana değil, mala gelmesi yeğlenir.
çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar
kişi, kendisi için önceden yaptığı hazırlıkların verimini ileride alır.
çanakta balın olsun, Yemen’den (Bağdat’tan) arı gelir
malı güzel olan kimse için müşteri kaygısı yoktur, onun malına uzak yerlerden bile istekli çıkar.
candan ahbap, kandan şarap olmaz
kandan şarap yapılamayacağı gibi hiç kimse de tam anlamıyla içten, fedakâr dost olamaz.
canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır
güzel yaşamak isteyen kişi, bu yaşayışın yükünü çekmeyi göze almalı ve gerekli kaynakları elinin altında bulundurmalıdır.
canı yanan eşek attan yüğrük olur
zarara veya kötülüğe uğrayan kimse acısını çıkarmak için aşırı çaba harcar.
canımı sokakta bulmadım
tehlikeye veya herhangi bir sıkıntıya katlanmaya niyetim yok.
