baş yastığı baş derdini bilmez
insanın derdi içindedir, en yakını bile onu anlamaz.
başa gelen çekilir
çaresiz durumlara düşüldüğünde insan kendini üzüntüye kaptırmayıp bu durumlara sabır göstermelidir.
başa gelmeyince bilinmez
başına bir felaket gelmeyen, başkasına gelen felaketin ne denli acı olduğunu gereği gibi anlayamaz.
başa yazılan gelir
kişi, kaderi ne ise onu görür.
başın başı var, başın da başı var
toplum içinde hiç kimse başına buyruk değildir, başta bulunan her kişinin üstünde daha büyük bir baş vardır.
başın sağlığı, dünyanın varlığı
dünyanın en büyük zenginliği, beden sağlığından başka bir şey değildir.
başına gelen başmakçıdır
başından bir iş geçmiş olan kimse o işte deneyimli olur, uğradığı zarara bir daha uğramamak için önlem alır.
başını acemi berbere teslim eden cebinden pamuğu eksik etmez (etmesin)
işbaşına tecrübesiz yönetici getirenler, onun yaratacağı sıkıntı ve zararları çekmeye hazır olmalıdır.
baskıdaki altından askıdaki salkım yeğdir
kullanılan, işe yarayan değersiz şey, saklanan ve kullanılmayan çok değerli şeyden daha iyidir.
baskın basanındır
düşmanı gafil avlayıp saldıran taraf savaşı kazanır.
baskısız tahtayı yel alır, yel almazsa sel alır
kontrol altında bulundurulmayan veya gereği gibi korunmayan gençler kötü yollara sürüklenebilirler.
baskısız yongayı yel alır; sahipsiz tarlayı sel alır
kontrol altında bulundurulmayan veya gereği gibi korunmayan gençler kötü yollara sürüklenebilirler.
battı balık yan gider
işler kötü gittiğine göre artık istenildiği gibi davranılabilir.
baykuşun kısmeti ayağına gelir
Tanrı hiçbir canlıyı aç bırakmaz, kımıldamadan duran baykuşun rızkını bile önüne koyar.
bayramda borç ödeyene ramazan ağır (kısa) gelir
vadesi yaklaşan bir borcu ödemek zorunda olan kimseye günler çok çabuk geçer.
baz bazla, kaz kazla, kel tavuk topal horozla
bir kişi, kendine denk ve uygun olan kişiyle arkadaş olmalıdır.
bazı dingil döner bazı teker
karşılıklı ilişkilerde her iki tarafa da zaman zaman söz söyleme hakkı doğar.
bedava sirke baldan tatlıdır
masrafsız ve emeksiz elde edilen şeyler insana hoş gelir.
bekâr gözü, kör gözü
bekâr erkek, evlenme istek ve heyecanı içinde olduğundan alacağı kızın kusurlarını göremez.
bekâra karı boşaması kolaydır
bilgi ve deneyimi olmayan bir kimsenin işi hafife alması, önemsememesi, gereğince değerlendirememesi doğaldır.
bekârın parasını it yer, yakasını bit
bekâr kimse parasını gereksiz harcar, yaşayışı ise düzensizdir.
bekârlık maskaralık
bekâr kimse bakımsızdır, derbeder bir yaşayışı vardır ve herkesin eğlencesi olur.
bekârlık sultanlık(tır)
evlenmeden tek başına yaşamak daha iyidir.
benim oğlum bina okur, döner döner yine okur
çok çalışmasına karşın belli bir düzeyden öteye gidemiyor.
benzeye benzeye yaz, benzeye benzeye kış olur
günler birbirinden çok farklı olmadığı hâlde hava yavaş yavaş ısınarak yaz, aynı biçimde yavaş yavaş soğuyarak kış olur.
berber berbere benzer ama başın Allah’a emanet
kendisini uzman olarak gösteren her kişiye güvenilmemelidir, malınızı canınızı tehlikeye sokabilir.
berberin solumazı, tellağın terlemezi, kahvecinin söylemezi
çalışan kişinin kötü özellikleriyle müşterilerine rahatsızlık vermeyeni makbuldür.
beş para etmez
hiçbir değeri yok, işe yaramaz.
beş parmağın hangisini kessen acımaz?
insan evlatlarını birbirinden ayırt etmez, hangisine zarar gelse aynı üzüntüyü duyar.
beş parmak (parmağın) bir (biri) olmaz
belirli bir insan topluluğu içinde benzerlikler olabileceği gibi farklılıklar da olabilir.
beş tavuğa bir horoz yeter
birçok kadını yönetmek veya korumak için bir erkek yeter.
besle kargayı, oysun gözünü
elinde büyüttüğün kişi gün gelip sana nankörlük edebilir.
besledik büyüttük danayı, şimdi tanımaz oldu anayı
elinde büyüttüğün kişi gün gelip sana nankörlük edebilir.
beslemeyi eslemeden alma
sürekli bir hizmet için evine kabul edeceğin kimseyi iyice sorup soruşturmadan alma.
beterin beteri var
çok kötü bir duruma düşen kimse, bundan daha kötü durumların da bulunduğunu düşünerek avunmalıdır.
bey ardından çomak çalan çok olur
güçlü bir kişi ile yüz yüze bulunduklarında ağızlarını açamayanlar, o gittikten sonra aleyhinde atıp tutarlar.
bey aşı borç, düğün aşı ödünç
beyin sofrasında ağırlanan kimsenin karşılık olarak beye ziyafet vermesi kolay olmadığından bu bir borç olarak kalır; düğün aşı yiyen de günün birinde kendisinin yapacağı düğüne önceden gittiği düğün sahibini çağırır böylece borcun altından kalkmış olur.
bey mi yaman, el mi yaman
baştaki ne kadar güçlü görünürse görünsün, asıl güç halktadır.
beyazın (akın) adı (var), esmerin (karanın) tadı (var)
beyaz tenli olanlar güzel sayılsa da gerçek güzellik ve şirinlik esmerlerdedir.
beyde bulunmayan elde neler var
beylerde olmayan öyle şeyler vardır ki halkta bulunur.
beyler buyruğu yoksula kan ağlatır
yöneticiler, uygulanması güç buyruklar vererek halkı sıkıntıya sokarlar.
beylik çeşmeden su içme
resmî işlerde dikkatli olmak gerekir.
beylik fırın has çıkarır
devlet görevlisi olmak insana birçok kazanç sağlar.
bez alırsan Mısır’dan (Musul’dan), kız alırsan asilden
ne alacaksanız cinsini, aslını biliniz, güvenerek alınız.
bezirgân züğürtleyince geçmiş defterleri yoklar
1) tüccar züğürtleyince, belki bir kimsede alacağım kalmıştır diye eski defterlerini gözden geçirir; 2) vaktiyle önemli işler yapmış olanlar, düşkünlüklerinde eski durumlarını anarak, anlatarak avunmaya çalışırlar.
bilmemek ayıp değil, öğrenmemek (sormamak) ayıp
insanın her şeyi bilmemesi kusur değildir ama bilmediği bir işi sorup öğrenmeden yapmaya kalkışması kusurdur.
bin bilsen de bir bilene danış
bir insan bir şeyi ne kadar iyi bilirse bilsin, gene de onu kendisinden daha iyi bilen bulunabilir.
bin dost az, bir düşman çok
dostun ne denli çok olursa olsun onlardan zarar gelmez ama bir tek düşmanın olsa hep zarar görme tehlikesi içerisinde yaşarsın.
bin işçi, bir başçı
her işe, baş olacak bir kimse gerekir.
bin nasihatten bir musibet yeğdir
yaşanan olaylar, öğütlerden çok daha etkilidir.
bin ölçüp bir biçmeli
yapılacak bir işin bütün yönleri önceden çok iyi düşünülmeli, sonra işe başlanmalıdır.
bin tasa bir borç ödemez
borçlu ne denli üzülürse üzülsün borç sıkıntısından kurtulamaz.
binicinin sağı solu olmaz
1) uzman kişi, hangi yöntemi uygularsa uygulasın başarılı olur; 2) işini titizlikle yürüten kişinin, çalışanlarına her zaman iyi davranması beklenemez.
bir (sağ) elinin verdiğini öbür (sol) elin duymasın (görmesin)
birine yaptığın iyiliği gizli tut.
bir abam (postum) var atarım, nerede olsam yatarım
tek başına yaşayan bir kimse, sorumluluğunda başkaları olmadığı için rahat hareket eder.
bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır
iyilik küçük de olsa unutulmaz.
bir adama kırk gün (deli dersen deli, akıllı dersen akıllı olur) ne dersen o olur
sürekli telkinlerle bir kişinin bilinç altına birtakım inançlar, duygular yerleştirilebilir.
bir ağaçta gül de biter, diken de
bir aileden iyi adam da çıkar, kötü adam da.
bir ağaçtan okluk da çıkar, bokluk da
bir aileden iyi adam da çıkar, kötü adam da.
bir ağızdan çıkıp (çıkan) bin dile (ağza) yayılır
ortaya atılan bir söz çok çabuk yayılır.
bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz
bir başa bir göz ne kadar gerekli ise bir anneye bir kız da o denli gereklidir.
bir avuç altının olacağına bir avuç toprağın olsun
altın harcanıp gider, toprak ise sürekli ürün veren, para getiren bir maldır.
bir baba dokuz evladı besler, dokuz evlat bir babayı beslemez
çok çocuğu olan baba, her çocuk babasına bakılmasını ötekinden beklediği için sıkıntıda kalır.
bir baş soğan bir kazanı kokutur
kötü bir kişi, kötü bir davranış, kötü bir söz büyük bir topluluğun huzurunu bozmaya yeter.
bir başa bir göz yeter
azla yetinmek gerekir.
bir buldu iki ister, akça buldu çıkın ister
hırslı insanlar, hiçbir zaman ellerindekiyle yetinmez, daima daha fazlasını isterler.
bir çiçekle bahar (yaz) olmaz
1) küçük, güzel bir belirti ile doyurucu sonuca ulaşılmaz; 2) çapkın kimseler için kullanılan bir söz.
bir çöplükte iki horoz ötmez
bir yerde iki kişi baş olmaz.
bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramazmış
bir insan bazen akla ve mantığa sığmayan bir iş yapar; yapılan iş, hiçbir kurala uymadığı için pek çok akıllı insan bunu düzeltmeye çalışır, fakat başaramaz.
bir dirhem et bin ayıp örter
biraz kilo almak pek çok kusuru örter.
bir dokun bin ah işit (dinle) (kâseifağfurdan)
insanları konuşturmak için biraz dertlerini deşmek yeter.
bir dönüm güzlük on dönüm yazlığa bedeldir
sonbaharda ekilen bir dönümlük yerden, yazın ekilen on dönümlük yerin ürünü kadar ürün alınır.
bir el bir eli yıkar, iki el bir yüzü yıkar
bazı durumlarda yardımcısız iş yapılamayacağını anlatan bir söz.
bir elin nesi var, iki elin sesi var
başarıya ulaşmak için birlik olmak gerek.
bir elin sesi çıkmaz
1) bir davanın bir kişi tarafından savunulması etkili ve yeterli değildir; 2) yardımlaşarak işler daha kolay başarılır.
bir ev (gemi) donanır, bir kız (çıplak) donanmaz
bir kızı donatmak, bir ev düzmekten daha güç, daha masraflıdır.
bir evde iki kız, biri çuvaldız biri biz
bir evde iki kız olursa her biri bir taraftan aileyi sıkıştırıp giyim kuşam ister, çeyiz ister. Onlar istemese bile aile kendini böyle bir sorumluluk altında bilir ve bunun sıkıntısını çekerler.
bir felaket bin nasihatten yeğdir
yaşanan olaylar, öğütlerden çok daha etkilidir.
bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı (hakkı) vardır
iyilik küçük de olsa unutulmaz.
bir fit bin büyü yerini tutar (yerine geçer)
bir kimseyi başkasına karşı kışkırtmak için ara bozacak bir söz, bin büyü kadar etkilidir.
bir görüş bir kör biliş
bir kez görmekle bir şey iyice anlaşılmaz, öğrenilmez.
bir göz ağlarken öbür göz gülmez
keder veya sıkıntı varken dostlar, akrabalar eğlenmemelidir.
bir günlük beylik beyliktir
hoşa giden bir durum, kısa da sürse çekici ve güzeldir.
bir inat, bir murat
inatçı kişi, her inadında istediği bir şeyi elde eder.
bir kararda bir Allah
gücü, büyüklüğü eksilmeyip aynı kalan yalnızca Tanrıdır.
bir karıyla bir koca, dırdır eder her gece
sıkıntı veya yalnızlık yüzünden iki dost bile birbiriyle dalaşır, anlamsız konuşur.
bir kimsenin adı çıkacağına canı çıksın
insanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı ondan sonra yaptıkları hep o gözle değerlendirilir.
bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır
bir şeyi herkes ister ancak onu bir kişi elde edebilir.
bir koltuğa iki karpuz sığmaz
aynı zamanda birden çok işle ilgilenmek başarı için sakıncalıdır.
bir korkak bir orduyu bozar
bir toplumda korkak kişi, kaygılı, heyecanlı sözleriyle kargaşa çıkarır.
bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır (dokunur)
bir kötünün, yalnızca yakın çevresine değil daha geniş çevrelere de zararı dokunur.
bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır
herhangi bir olayı, bir işi, bir ödevi küçümsememek, önemle ele almak gerekir.
bir mum al da derdine yan
başkalarıyla uğraşacağına kendi durumunu düşün.
bir selam bin hatır yapar
selam bir ilgi ve sevgi belirtisidir, gönül kazanmakta büyük önemi vardır.
bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, sonunda yakalanırsın çekirge (üçüncüsünde avucuma düşersin çekirge)
birkaç kez saklanabilen bir suç günün birinde ortaya çıkarak yapanı kötü bir duruma düşürür, suçlu cezasız kalmaz.
bir söyle on dinle
az konuşup çok dinlemek yararlı olur.
bir sürçen atın başı kesilmez
şimdiye kadar sizi memnun etmiş olan kişi bir kez yanlış iş yaptığında kendisine hemen ağır ceza verilmemelidir.
bir tepe yıkılır, bir dere dolar
dünyada hiçbir şey kaybolmaz; birinin kaybettiğini başkası kazanır, bir zengin fakirleşirken bir fakir de zenginleşebilir.
bir tutam ot deveye hendek atlatır
ufak bir para veya iyilik insana güç işler yaptırır.
bir uyuz keçi bir sürüyü boklar
kötü yaradılışlı, kötü huylu kişi, çevresine hep kötülük aşılar, bir toplulukta huzursuzluk çıkmasına sebep olur.
