Atasözleri ve Atasözlerinin Anlamları

2394 Sonuç bulundu.

av vuranın değil, alanın

bir şeyden, sahibi değil de başkası yararlanıyorsa asıl sahip yararlanan kişidir.

ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz

kuşlar avlanmaktan kurtulamazlar, insanlar da hatıra, hayale gelmeyen çeşit çeşit felaketle karşılaşabilirler.

ava giden avlanır

çıkarını başkalarına zarar vermekte arayan kimse, o zarara kendisi uğrar.

avcı ne kadar hile (al) bilse ayı o kadar yol bilir

bir kişi başkasını alt etmek için çeşit çeşit ustalık kullanır ama karşısındaki de yenilmemek için türlü önlemler alır.

avradı eri saklar, peyniri deri

her şey, durumuna uygun yöntemlerle saklanır.

avrat (kadın) malı, kapı mandalı

bir erkek, karısının malından yararlanmayı düşünmemelidir.

avrat tuz dedi mi ciğeri cız der

karısı herhangi bir şey isteyince ihtiyaçları karşılayamayan kocanın içi sıkıntıyla dolar.

avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar

öyle kadınlar vardır ki bir aileye düzen verir, mutluluk getirir; öyle kadınlar da vardır ki ailenin düzenini, mutluluğunu bozarlar.

avrat var, arpa unundan aş yapar; avrat var, buğday unundan keş yapar

iş bilen kadın, elverişsiz gereçle güzel şeyler meydana getirir, iş bilmeyen kadın ise en iyi gereci kullansa bile bir şey yapamaz.

ay (gün) var yılı besler, yıl var ayı (günü) beslemez

öyle zaman olur ki bir aylık kazanç insanı bir yıl geçindirir, öyle zaman da olur ki bir yıllık kazanç bir ay geçindirmeye yetmez.

ay ayakta çoban yatakta, ay yatakta çoban ayakta

1) çobanların akşam erken yatması, sabahleyin erken kalkması gerekir; 2) genel düzene yardımcı olan araçlar varsa yönetici rahat eder yoksa çok uyanık olması gerekir.

ay aydın, hesap belli

anlaşılmayacak bir şey yok, hesap ortada, açık.

ay görmüşün yıldıza minneti (itibarı) yoktur

bir şeyin çok üstününü, çok güzelini görmüş olan kimse, ondan daha az değerde olanını beğenmez.

ay ışığında ceviz silkilmez

yeterli olmayan koşullarda yapılan işlerden, beklenilen verim alınamaz.

ayağa değmedik taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz

insan, yaşamı boyunca çeşitli engellerle ve güçlüklerle karşılaşır.

ayağı yürüten baştır

halkın düzen içinde çalışmasını baştakiler sağlar.

ayağında donu yok, fesleğen ister (takar) başına

yoksulluğuna bakmayarak süs ve gösteriş yapmak ister.

ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin

hastalıktan korunmak istiyorsak ayağımızı sıcak, başımızı serin tutmalı, olur olmaz şeyleri sıkıntı konusu yapmamalı, geniş yürekli olmalıyız.

ayağını yorganına göre uzat

giderini mutlaka gelirine uydurmalısın.

ayağının bastığı yerde ot bitmez

uğradığı yere bereketsizlik, uğursuzluk getirir.

ayak almadık taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz

insan, yaşamı boyunca çeşitli engellerle ve güçlüklerle karşılaşır.

ayaz paşa kol geziyor

dışarıda çok soğuk var.

ayı gördüm, yıldıza itibarım (minnetim) yok

bir şeyin en iyisine alıştıktan sonra ondan aşağı olanlar beni ilgilendirmez.

ayı görmeden bayram etme

bir iş gerçekleşmeden ona oldu gözüyle bakılıp sevinilmemelidir.

ayı sevdiği yavrusunu hırpalar

hırpalamak her zaman kötülük yapmak için olmaz, sevgiden kaynaklanan hırpalamalar da vardır.

ayının kırk türküsü var, kırkı da ahlat üstüne

bir kimsenin hep aynı şeyi veya hikâyeyi anlatması karşısında söylenen bir söz.

ayıpsız yâr arayan (dost isteyen), yârsız (dostsuz) kalır

kusursuz eş veya iş olmayacağı için böyle özellikte insan arayan eşsiz veya işsiz kalır.

ayıyı (maymunu) fırına (ateşe) atmışlar, yavrusunu ayağının altına almış

duygusuz insanlar, kendilerini kurtarmak için gerekiyorsa çocuklarını bile tehlikeye atmaktan çekinmezler.

ayyar tilki art ayağından tutulur

işini hile ile yürüten kimse sonunda yakayı ele verir.

az ateş çok odunu yakar

az sayıda kötü insan, çok sayıda iyi insanın başını belaya sokabilir.

az el aş kotarır, çok el iş kotarır

yemek az kişiyle onun dışında kalan işler ise çok kişiyle daha çabuk yapılır.

az eli aşta gör, çok eli işte gör

yemek az kişiyle onun dışında kalan işler ise çok kişiyle daha çabuk yapılır.

az kaz, uz kaz, boyunca kaz

sana yapılmasını istemediğin bir kötülüğün daha ağırını başkasına yapma.

az olsun, uz (öz) olsun

yaptığınız iş, edindiğiniz şey az olabilir ancak temiz ve iyi olmalıdır.

az söyle çok dinle

kişinin gereksiz konuşmaktansa az konuşması ve konuşulanları dinlemesi daha iyidir.

az tamah çok ziyan getirir

hırslı ve pinti insan her zaman zararlı çıkar.

az veren candan, çok veren maldan

varlıklı olmayan kimsenin yardım veya armağan olarak az şey vermesi büyük fedakârlıktır, varlıklı kimsenin vereceği armağan ve yardımlar fedakârlık sayılmaz.

az yiyen az uyur, çok yiyen güç uyur

kişi iyi uyuyabilmek için pek az da yememeli, pek çok da.

aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz

büyük şeyleri elde edebilmek için önce küçük şeylerle yetinmek gerekir.

aza sormuşlar: ‘nereye?’, ‘çoğun yanına’ demiş

küçük kazançların bile hep varlıklı kimselere düştüğü inancını belirten bir söz.

azan kurda kızan köpek

belalı kişinin hakkından kötü kişi gelir.

azı bilmeyen çoğu hiç bilmez

küçük de olsa bir iyiliğin değerini bilmeyen, daha büyük iyiliklere layık değildir.

azıcık aşım, ağrısız (kaygısız) başım

derdim olmasın da başka bir şey istemem.

azıksız yola çıkanın gözü el torbasında kalır

ileride gereksinim duyacağı şeyleri zamanında hazırlamayan kişi, hazırlık yapan diğer insanlardan yardım bekler.

azmış kudurmuştan beterdir

coşkun ve heyecana kapılmış kimseyi zapt etmek zordur.

Azrail gelince oğul, uşak sormaz

Azrail büyük küçük demez, eceli gelenin canını alır.

baba (evlat, oğul) ekmeği zindan ekmeği, koca (er) ekmeği meydan ekmeği

bir kadın için babasının veya çocuğunun evinde barınıp onların eline bakmak çok kötü bir durumdur; onun gönül ferahlığı ile yaşayacağı yer, kocasının evi, serbestçe harcayacağı para kocasının parasıdır.

baba himmet, oğul hizmet

büyüklerin, kendilerine el uzatıp yardım etmelerini istemeye hak kazanabilmek için küçüklerin görevlerini iyi yapmaları gerekir.

baba kırk oğul beslemiş, kırk oğul bir babayı beslememiş

baba kaç çocuğu olursa olsun, hiçbir ayrım yapmadan hepsine bakar, onları büyütür; çocukları ise yoksul ve yaşlı durumdaki babalarının bakımını ‘sen bak, o baksın’ gibi gerekçelerle bir türlü sağlayamazlar.

baba koruk (erik) yer, oğlunun dişi kamaşır

babanın yaptığı kötü işin sıkıntısını çocuğu çeker.

baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana

kendini bilen, yaşama sorumluluğu duyan akıllı evladın gerçek malı, kendisinin kazandığı maldır.

baba oğluna bir bağ bağışlamış; oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş

babalar çocukları için büyük fedakârlıklara katlanırlar ancak çocuklar babaları için fedakârlıkta bulunmazlar.

baba vergisi görümlük, koca vergisi doyumluk

bir babanın kızı için harcadığı para, hazırladığı çeyiz göstermelik olmaktan ileri gidemez, kızın yaşam boyu süren giderlerini kocası üzerine almıştır.

babamın adı Hıdır, elimden gelen budur

gücüm ancak bu kadarını yapmaya yeter.

babanın sanatı oğla mirastır

bir evlat babasının sanatını onun ölümünden sonra sürdürür.

babasından mal kalan, merteği içinden bitmiş sanır

miras yoluyla mal edinen kimse, onun için ne denli çabalar gösterilip sıkıntı çekildiğini bilemez.

babayla oğlanın pabucu bir olunca evde kavga eksik olmaz

ortaklaşa kullanılan bir mal, kimi zaman baba ile oğlu arasında bile kavgaya neden olur.

baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar

yaradılıştan iyi ve doğru olan kimse, ne denli elverişsiz ortam içinde bulunursa bulunsun niteliğini yitirmez.

bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var

yaşı küçük ancak herkesten farklı alışkanlıklar, huylar edinmiş.

bağ babadan, zeytin dededen kalmalı

bağ, bir kuşak geçecek kadar yaşlandıktan sonra bol ürün verir, zeytinin bol ürün verebilmesi için en azından iki kuşaklık bir zaman geçmelidir.

bağ bayırda, tarla çayırda

her şey kendisi için en elverişli ortamda gelişir, verimli duruma gelir.

bağa bak, üzüm olsun, yemeye yüzün olsun

kişi, karşılık beklediği işten istediğini alabilmek için gereken harcamaları yapmalıdır.

bağı ağlayanın yüzü güler

bir işe gereken özen gösterildiğinde olumlu sonuçlar alınır.

bağın taşlısı, karının saçlısı

kadının saçlı olanı ile tarlanın taşlı olanı makbuldür.

bahşiş (beleş) atın dişine (yaşına) bakılmaz

para verilmeden sağlanan bir şeyin ufak tefek kusurları hoş görülmelidir.

baht (akıl) olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta

kişi talihsiz olursa giriştiği hiçbir işten olumlu sonuç alamaz.

bahtsızın bağına yağmur, ya taş yağar ya dolu

talihsizin işleri ters gider, bağına yağmur yerine taş veya dolu yağar.

bakan göze bağ (yasak) olmaz

herkesin gözü önündeki şeye bakılması önlenemez.

bakan yemez, kapan yer

bir şey yalnızca bakmakla elde edilemez, onu ele geçirmek için davranmak gerekir.

bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ (olur)

bakılıp onarılan şeylerden yararlanılır, bakımsız bırakılanlardan bir yarar elde edilemez.

bakmakla usta olunsa (öğrense), köpekler (kediler) kasap olurdu (kasaplığı öğrenirdi)

yapılmadan yalnızca nasıl yapıldığı görülerek hiçbir şey öğrenilemez.

baktın kar havası, eve gel kör olası

tehlikeli bir durum belirmeye başlayınca ondan uzaklaşmanın çaresine bakılmalıdır.

bal bal demekle ağız tatlanmaz

sözde kalan dilek ve tasarıların iş bitirmede hiçbir etkisi olmaz.

bal ile kaymak yenir ama her keseye göre değil

güzel yemeyi, güzel giymeyi, güzel eşya kullanmayı herkes ister ama bunları ancak parası bol olanlar yapabilir.

bal olan yerde sinek de olur (bulunur)

güzel şeylerin çevresinde, ondan yararlanmak isteyen asalaklar dolaşır.

bal tutan parmağını yalar

imkânları geniş bir işin başında bulunan kimse bunlardan az da olsa yararlanır.

balcı kızı daha tatlı

güzel mal satan kimselerden alınan şeyler daha çok hoşa gider.

balcının var bal tası, oduncunun var baltası

her işin kendine özgü aracı vardır.

balı dibinden, yağı yüzünden

değerleri derinleştikçe artan veya değerleri yüzeyde kalan insanlar vardır.

balı olan bal yemez mi?

bir kimsenin elinde başkasına verilecek veya satılacak bir şey bulunması, ondan kendisinin de yararlanmasına engel değildir.

balı parmağı uzun yemez, kısmetlisi yer

güzel bir şey, onu isteyen ve elde edecek gibi görünenin değil kısmeti olanın eline geçer.

balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir

insan, tedbirsizliği yüzünden bir felakete uğradıktan ve iş işten geçtikten sonra neden şöyle yapmadım, neden böyle yapmadım diye üzülür.

balık baştan avlanır

bir şeyi ele geçirebilmek için onu yönetenleri elde etmek gerekir.

balık baştan kokar

bir işte aksaklık başta olanlardan kaynaklanır.

balık demiş ki ‘etimi yiyen doymasın, avımı yapan gülmesin (onmasın)’

balık çok lezzetlidir etine doyum olmaz ama balık avcıları hep geçim darlığı içindedir.

balın âlâsı (tazesi) oğlun tazesinden

ana baba için en tatlı şey, çocuklarıdır.

balta değmedik ağaç olmaz

zarar görmeyen, başına felaket gelmeyen kimse yoktur.

bana dokunmayan (beni sokmayan) yılan bin yaşasın

birçok kimse, kendilerine kötülüğü dokunmayan kişiye ilişmek istemez.

barutla ateş bir yerde durmaz

kızla erkeğin baş başa yalnız kalmaları kötü sonuçlar doğurabilir.

baş ağır gerek, kulak sağır

kişi ağırbaşlı olmalı ve dedikoduları dinlememelidir.

baş başa bağlı, baş da şeriata (yasaya, padişaha)

biz yöneticinin buyruğu altındayız ama yönetici de toplum için konulmuş olan kanunlar ne diyorsa onu uygular, onun dışına çıkamaz.

baş dille tartılır

kişinin aklı, söylediği sözlerle ölçülür.

baş kes yaş kesme

ağaç kesmek, insan öldürmek kadar büyük bir suçtur.

baş kırılır (yarılır) fes (börk) içinde, kol kırılır yen (kürk) içinde

aile içindeki, arkadaşlar arasındaki uyuşmazlıklar yabancılara duyurulmamalıdır.

baş nereye giderse ayak da oraya gider

küçükler büyüklerin izinde gider, her işte onları örnek tutarlar.

baş ol da eşek başı (soğan başı) ol

en önemsiz işlerde bile baş olmak, buyruk altında bulunmaktan iyidir.

baş ol da istersen soğan başı ol

küçük bir işte de olsa başta olmak önemlidir.

baş olan boş olmaz

1) bir yerde baş olan kimse taşıdığı değer dolayısıyla o yere gelmiştir; 2) işbaşındaki kişinin işi daima çoktur.

baş sağlığı, dünya varlığı

en büyük zenginlik, beden sağlığıdır.

baş sallamakla kavuk eskimez

bir kimsenin suyuna gitmekten, söylediklerine ‘evet, peki’ demekten zarar gelmez.

Sayfa 5 / 24

 

 

Filtreleme Seçenekleri
Field not found.
Ana Menü