ardından sapan taşı yetişmez
çok hızlı koşuyor.
arife günü yalan söyleyenin (oruç yiyenin) bayram günü yüzü kara çıkar (olur)
bir sözün yalan olduğu çabuk anlaşılır ve söyleyen toplum içinde utanılacak bir duruma düşer.
arı bal alacak çiçeği bilir
işini bilen kimse nereye başvuracağını bilir.
arı bey olan kovana üşer
halk, kendisine önderlik edecek kişinin çevresinde toplanır.
arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur
çalışkan kişileri olan aile ve toplumlar her yerde bol kazanç elde ederler.
arı kızdıranı sokar
kişi, sonunda öleceğini de bilse kendisini sinirlendirene saldırır.
arı söğüdü, akıllı öğüdü sever
herkes işine yarayan şeyi benimser.
arığa su gelene kadar kurbağanın gözü patlar
yapılması geciken iyilikler, bekleyenleri sıkıntı içinde bırakır.
arık ata kuyruğu da yüktür
güçsüz kişi, kimseye yardım edecek durumda değildir.
arık etten yağlı tirit olmaz
değersiz kişiden yararlı iş, verimsiz tarladan bol ürün beklenmez.
arık öküze bıçak olmaz (çalınmaz)
1) güçsüz kimseyi ezmek yiğitlik değildir; 2) kendisinden yararlanılamayacak kişiye yararlanmak amacıyla eziyet edilmemelidir.
arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim
kişi kendisine uygun kimselerle arkadaşlık kuracağı için arkadaşını tanıdığımızda o kişinin de kimliğini öğrenmiş oluruz.
arlı arından, huylu huyundan vazgeçmez
herkes kendi karakterine göre davranışta bulunur.
armudu soy ye, elmayı say ye
armut kabuğu soyularak elma da aşırı gidilmeden sayıyla yenilmelidir.
armudun iyisini (dağda) ayılar yer
kendilerine yakışmayan güzel bir şeyi eline geçirenler için kullanılan bir söz.
armudun önü kirazın sonu
armut ilk çıktığında, kiraz da biteceği zaman yenilmeli.
armut dalının dibine düşer
bir kimse önce yakınlarına yararlı olur.
arpa eken buğday biçmez
kötü davranışın karşılığı iyi olmaz.
arpa samanıyla, kömür dumanıyla
yararlanılan nesneleri eksiklikleriyle birlikte kabullenmek gerekir.
arpa unundan kadayıf olmaz
kötü gereçle iyi şey yapılamaz.
arpa verilmeyen at, kamçı zoruyla yürümez
bir kişinin verimli olarak iş görmesi, onun geçiminin sağlanmasına bağlıdır.
arpacıya borç eden ahırını tez satar
bir iş borçla sağlıklı bir biçimde yürütülemez.
arşın malı kantar ile satılmaz
bir nesne için kullanılan ölçü, niteliği ayrı olan başka bir nesne için kullanılamaz.
arsız neden arlanır, çul da giyer sallanır
arsız hiçbir şeyden utanmadığı için elbise diye çul da giyse salına salına gezer.
arsızın yüzüne tükürmüşler ‘yağmur yağıyor’ demiş
arsız ne kadar ağır hakaret görse de aldırmaz, pişkinliğe vurur.
arslan postunda gönül dostunda
her şey kendi yerinde değer kazanır.
arslanın adı çıkmış, çakallar baş keser
haksızlık veya kötülük yapacağı düşünülen kişi yerine bu konuda adı ön plana çıkan kişiler asıl haksızlığı ve kötülüğü yaparlar.
artık mal göz çıkarmaz
ne kadar ve ne türden mal olursa olsun malın fazlası elden çıkarılmamalıdır çünkü mutlaka bir gün gelir lazım olur.
aş taşınca kepçeye paha olmaz
sıkışık zamanlarda önemsiz şeylerin değeri çoktur.
aş tuz ile, tuz oran ile
bir şeyin hoşa gitmesi onun birtakım nitelikler taşımasına ve bu niteliklerin de gerektiği oranda bulunmasına bağlıdır.
asil ile taş taşı, bedasıl ile yeme aşı
asil insanla beraber bulunmak her şartta faydalıdır, en iyi şartları önüne getirse bile kötü ve bayağı insandan kaçmak gerekir.
aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
güzel şey, iyi gereç kullanılarak meydana gelir, bundan da iş yapana övünme payı çıkar.
âşığa Bağdat sorulmaz
bir şeye çok istekli olan kimse, o şeyi elde etmedeki zorlukları hiçe sayar.
âşığa Bağdat uzak (ırak) değil (gelmez)
bir şeyi elde etmek için aşırı istekli olan kimseye, bu uğurda katlanacağı fedakârlıklar güç gelmez.
âşığın gözü kördür
kendisini aşka kaptıran kimse, sevgilisinin kusurlarını görmediği gibi çevresinde olup bitenlerle de ilgilenmez.
âşık âlemi kör, dört yanını duvar sanır
aşktan gözü kararmış kimse, hoş karşılanmayacak aşırı davranışlarda bulunur.
aşık daima bey oturmaz
işi çoğunlukla iyi giden bir kimse, talihinin her zaman ona yâr olamayacağını bilmelidir.
asıl azmaz, bal kokmaz
bir kimse veya nesne, ne denli biçim değiştirirse değiştirsin aslını yitirmez, soyluluğunu korur.
aşını, eşini, işini bil
sağlık ve mutluluk içinde yaşamak isteyen kişi, yiyeceğine dikkat etmeli, arkadaşını iyi seçmeli ve bir iş sahibi olmalıdır.
aşk ağlatır, dert söyletir
âşığın yüreği yaralıdır ve daima ağlar, bir derdi olan da herkese derdini anlatır.
aşk olmayınca meşk olmaz
güçlü bir istek olmayınca hiçbir şey elde edilemez.
aslan kocayınca sıçan deliği gözetir
güçlü olduğunda ağır ve büyük işler yapan, büyük kazançlar elde eden kimse, güçten düşünce pek küçük işlerle uğraşır, azla yetinir.
aslan kükrerse atın ayağı kösteklenir
güçlü kimsenin korkutucu sözleri, güçsüzü kıpırdayamayacak duruma getirir.
aslan postunda, gönül dostunda
canlı, cansız her şeyin bir yakışığı vardır, insan onları bu durumda görmek ister.
aslan yatağından (yattığı yerden) bellidir (belli olur)
bir kimsenin oturduğu yerin durumu, onun kişiliğini belli eder.
aslını saklayan (inkâr eden) haramzadedir
kişi yoksul, görgüsüz bir aileden gelmekle değersiz olmaz, toplum içindeki yerini kendisi kazanır.
astar bol olmayınca yüze gelmez
bir iş yapmak için gerekli olan şeyler, ölçü biraz geniş tutularak hazırlanmalıdır.
aşure yemeye giden kaşığını cebinde taşır
bir işten yararlanmak isteyen gerekli araçları hazırlamalıdır.
at arıklıkla, yiğit gariplikle
zayıf ve garipken kişiliklerini yitirmeyip görevlerini başarı ile yapanlar üstün niteliklerini o zaman belli etmiş olurlar.
at at oluncaya kadar sahibi mat olur
bir çocuğu, bir işçiyi yetiştiren her bakımdan çok yorulur, yıpranır.
at beslenirken kız istenirken
at bakımlı olduğunda satılmalı, kız da güzelliği geçmeden evlendirilmelidir.
at binenin, kılıç kuşananın
her şey, onu gereği gibi kullanmasını bilene yakışır.
at binicisine (sahibine) göre kişner (eşinir)
insanlar başlarında bulunan kişinin etkisi altında kalarak onun tutumuna göre davranırlar.
at binicisini bilir (tanır)
işçi, yöneticisinin işten anlayıp anlamadığını bilir ve çalışmalarını ona göre yürütür.
at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz
bir işi başarabilmek için gerekli olan koşullar her zaman eksiksiz olarak ele geçmez.
at görür aksar, su görür susar
meraklı kimse öğrenmek istediği bilgiye ulaşabilmek için her yola başvurur, her kılığa girer.
at ile avrat yiğidin bahtına
kişinin satın aldığı attan ve evlendiği kadından memnun kalıp kalmayacağı önceden kestirilemez, her ikisi de talihine kalmıştır.
at ölür meydan (nalı) kalır, yiğit ölür şan (namı) kalır
yaşarken iyi işler yapmalı, iyi bir ad bırakılmaya çalışılmalıdır.
at ölür, itlere bayram olur
değerli kimselerden birinin ölümü veya görevden ayrılması, kimi zaman aşağılık kimselerin işine yarar.
at olur, meydan olmaz (bulunmaz), meydan olur (bulunur), at olmaz (bulunmaz)
gerekli şartlar her zaman bir arada bulunmaz.
at var, meydan yok
yapacak güç var ancak kullanma imkânı yok.
at yedi günde, it yediği günde (belli olur, semirir)
değerli kişilikler zamanla gelişir, kısa sürede beliren kişilikler gerçek değer taşımayanlardır.
at yiğidin yoldaşıdır
bir insanın atı daima onun yanındadır ve zor anlarında ona yardım eder.
at, adımına göre değil, adamına göre yürür
atın yürüyüşü binicisinin yönetimine bağlı olduğu gibi bir işin gidişi de iş başındakinin bilgisine ve çabasına bağlıdır.
ata arpa, yiğide pilav
canlıların güçleri, gelişmelerine yarayan şeylerle artar.
ata binen nalını, mıhını arar
kişi, kullanacağı şeyin ayrıntılarına dikkat etmelidir.
ata binersen Allah’ı, attan inersen atı unutma
ata bindiğin zaman hayvanı hırpalama, attan indiğin zaman da onun yemini, suyunu, tımarını unutma.
ata da soy gerek, ite de
bütün yaratıkların soylusu üstün niteliktedir.
ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli
çalışanınızı iyi beslerseniz onun gücü artar ve daha verimli işler yapar.
ata dostu oğla mirastır
baba dostları, babamızdan bize kalan miras gibidirler, bizi kollarlar ve bize her türlü yardımı yaparlar.
ata eyer gerek, eyere er gerek
bir işletmeyi önce donatıp sonra da iyi bir yöneticiye teslim ederseniz istediğiniz verimi alırsınız.
ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek
babadan kalan mal kalıcı değildir, çabuk biter; kişinin gerçek malı, kendi çalışmasıyla elde ettiği maldır.
atalar çıkarayım der tahta, döner dolaşır gelir bahta
ana baba, çocuğuna mutlu bir yaşam sağlamaya çalışır ancak kaderde yazılı olan gerçekleşir.
atalar sözünü tutmayanı yabana atarlar
büyüklerinin sözünü tutmayıp onların gösterdikleri yoldan gitmeyenler toplum içinde ziyan olup giderler.
atanın sanatı oğla mirastır
bir evlat babasının sanatını onun ölümünden sonra sürdürür.
atasını tanımayan Allah’ını tanımaz
babaya itaat etmeyen kimse, ana ve babaya itaat etmeyi buyuran Tanrıyı da tanımıyor demektir.
ateş demekle ağız yanmaz
kişi, zararlı bir eylemin sözünü etmekle kendisini zarara sokmuş olmaz.
ateş düştüğü yeri yakar
bir acıyı onu çekenden başkası tam anlayamaz veya aynı ölçüde üzülemez.
ateş olmayan yerden duman çıkmaz
küçük de olsa birtakım belirtilerin önemli olaylara işaret olduğunu anlatan bir söz.
ateş olsa cirmi kadar yer yakar
hasmın pek önemsenmediğini anlatan bir söz.
ateşle barut bir yerde durmaz (olmaz)
kızla erkeğin baş başa yalnız kalmaları kötü sonuçlar doğurabilir.
atı atasıyla, katırı anasıyla
soylu kişiden korkulmaz, soysuz kişiden korkulur.
atılan ok geri dönmez
iyi düşünmeden yaptığımız işlerden pişman olarak geri dönmek isteriz ama artık iş işten geçmiştir.
atım tepmez, itim kapmaz deme
size çok bağlı olan kimseler bile zaman gelir sizi incitebilirler.
atın bahtsızı arabaya düşer
değerli ama talihsiz kimseler, kişiliklerine uygun olmayan ağır ve aşağılık işlerde kullanılırlar.
atın dorusu, yiğidin delisi
atın doru renkli olanı, kişinin ise gözünü budaktan esirgemeyeni makbuldür.
atın ölümü arpadan olsun
çok sevilen bir şey yapılırken veya sevilen bir yiyecek yenilirken sonuç kötü de olsa zor veya kötü şeylere katlanılır.
atın tepmezi, itin kapmazı olmaz
size çok bağlı olan kimseler bile zaman gelir sizi incitebilirler.
atın ürkeği, yiğidin korkağı
at da kişi de hep tehlike içinde imişler gibi uyanık olmalıdırlar.
atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
elde imkân varken gezip dolaşmak, dost edinmek gerekir.
atına bakan ardına bakmaz
görevini eksiksiz yapan, aracını iyi kullanan kimse kendisini kötü duruma düşmekten kurtarmış olur.
atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz
küçükler büyüklerin yanında hadlerini bilmelidir.
atlar tepişir, arada eşekler ezilir
büyüklerin çatışmasından küçükler zarar görür.
atlıya saat olmaz
elinde bol imkânlar olan kimse, uzun bir süre içinde yapılabilecek işi çok kısa bir zamanda yapabilir.
atta karın, yiğitte burun
iyi koşan atın karnı, yiğit erkeğin burnu büyük olur.
atta, avratta uğur vardır
insana atı ve evlendiği kadın uğur getirir.
attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek
soylu kimse yüzünden başımıza gelen felaketi çabuk atlatırız, soysuz kimse yüzünden başımıza gelen felaketi kolay kolay atlatamayız.
av avlanmış, tav tavlanmış
olan olmuş, iş işten geçmiş, artık yapacak bir şey yok.
av avlayanın, kemer bağlayanın
bir şey, onu elde etmenin yolunu bilenin; bir şeyden yararlanma, onu kullanmasını becerebilenin hakkıdır.
av köpeği avdan kalmaz
hazıra konmayı alışkanlık yapmış kimse her zaman bu yolu izler.
