gün olur yılı besler, yıl olur günü beslemez
öyle zaman olur ki bir aylık kazanç insanı bir yıl geçindirir, öyle zaman da olur ki bir yıllık kazanç bir ay geçindirmeye yetmez.
gün varken davarını eve götür
işlerini en uygun zamanda yap.
günah benden gitti (gitsin)
ben görevimi yaptım, bundan sonrası için sorumluluk kabul etmem.
gündüzün mum yakan geceleyin bulamaz
her şey gerektiği yerde ve zamanda harcanmalıdır.
güne göre kürk giyinmek gerek
kılık kıyafetimizi zamanın koşullarına uydurmalıyız.
güneş balçıkla sıvanmaz
herkesin bildiği gerçek inkâr edilemez.
güneş girmeyen eve doktor girer
güneşsiz evde hastalık eksik olmaz.
gürültü istemeyen kazancı (bakırcı) dükkânına girmez (hırkasını başına çeker)
kafasını dinlemek isteyen kimse, gürültülü patırtılı işlerde görev almaz.
güttüğüm domuzu bana öğretme
yıllardır tanıdığım bir kimsenin huylarını da bilirim.
güvenme (inanma) dostuna, saman doldurur postuna
dost sandığın birtakım kimseler sana kolaylıkla kötülük edebilirler.
güvenme varlığa, düşersin darlığa
varlıklarına güvenerek ölçüsüz harcamalarda bulunanlar daha sonraları sıkıntıya düşebilirler.
güzel bürünür, çirkin görünür
güzeller nazlı olur, çirkinler ise kendilerini beğendirmeye çalışırlar.
güzele bakmak sevaptır
güzele bakarken Tanrının neler yarattığını düşünür ve büyüklüğünü anlarız.
güzele kırk günde doyulur, iyi huyluya kırk yılda doyulmaz
değerli olan yüz güzelliği değil huy güzelliğidir.
güzele ne yakışmaz (yaraşmaz)
güzel ne giyse yakışır.
güzeli herkes sever
bütün insanlar güzellere ve güzel olan şeylere karşı sevgi beslerler.
güzellerin talihi çirkin olur
güzeller kendilerine yaraşan bir yaşayışı her zaman bulamadıkları için mutsuz olurlar.
güzellik ondur, dokuzu dondur
güzelliğin büyük bir kısmı giyimle sağlanır.
hacı hacı olmaz gitmekle Mekke’ye, dede dede olmaz gitmekle tekkeye
bir işi görünüşte ve biçimsel olarak yapmakla o iş gerçekten yapılmış ve sonuç elde edilmiş olmaz.
hacı hacıyı Mekke’de, derviş dervişi tekkede bulur
hedefleri, amaçları aynı olanların yolları aynı noktada kesişir.
haddini bilmeyene bildirirler
çevresindekileri hiçe sayarak yetkili olmadığı konularda yüksekten atanlara sert karşılıklarla gereken dersler verilir.
hak deyince akan sular durur
bir anlaşmazlıkta adalet, tarafsızlık, hakkaniyet devreye girdiğinde kimsenin söyleyecek sözü kalmaz.
hak söz ağıdan acıdır
eksikleri, yanlışları, yolsuzlukları bütün çıplaklığıyla ortaya koyan ve eleştiren söz, bu işi yapanlara acı gelir.
hak yerde kalmaz
emeğin karşılığı daima ödenir.
hak yerini bulur (yerde kalmaz)
haksızlık er geç ortaya çıkar.
haklı söz, haksızı Bağdat’tan çevirir
doğru söz, yanlış yolda çok ilerlemiş kişiyi bile yola getirir.
hâl hâlin yoldaşıdır
aynı durumdaki kimseler, birbirlerinin hâlini daha iyi anlarlar.
halayıktan kadın olmaz, gül ağacından odun
her şey, kendisinden beklenen görevi yapabilecek niteliklere sahip olmalıdır.
halka verir talkını (telkini), kendi yutar salkımı
kendisinin inanmadığı ve tutmadığı öğütleri başkalarına kolayca verir.
hamala semeri yük olmaz
insana kendi işi ağır gelmez.
hamama giren terler
bir işe girişen, o işin güçlüklerini veya masraflarını göze almalıdır.
hancı sarhoş yolcu sarhoş
kimin ne yaptığı ne ettiği belli değil.
hangi akla hizmet ediyor?
ne gibi bir düşünce ile böylesine olmayacak, mantıksız bir iş yapıyor?
hangi dağda kurt öldü?
birisinden beklenmeyen bir davranış görüldüğünde şaşma ve sitem bildirmek için kullanılan bir söz.
hangi gün vardır akşam olmadık
sona ermeyecek hiçbir iyi durum, yıldızı sönmeyecek hiçbir ünlü yoktur.
hangi rüzgâr attı?
bir yere uzun süre uğramamışken beklenmedik bir zamanda gelenlere sitem yollu söylenen bir söz.
hangi taş pekse (katıysa), başını ona vur
kendi kusurun yüzünden zor bir duruma düştüğünde kendini suçla ve başkalarından yardım isteme.
hangi taşı kaldırsan, altından çıkar
1) her işten anlar veya anladığı iddiasında bulunur; 2) her işe karışır.
hanım kırarsa kaza, halayık kırarsa ceza
buyurucu durumunda olanların yaptığı yanlışlık hoş görülür, buyruk altındakilerin yaptığı yanlışlık suç sayılır.
haramın temeli olmaz
haram kazanç, bir işe yaramadan telef olur gider.
haramzade pazar bozar, helalzade pazar yapar
sütü bozuk kişi, iki kimsenin arasını açar, anlaşmalarına engel olur; soylu kişi ise arabuluculuk yapar, anlaşmalarına yardım eder.
harman (harmanını) yakarım diyen orağa yetişmemiş
başkasına kötülük yapmayı tasarlayan kimse, kötülüğünü yapmaya fırsat bulmadan cezasını görür.
harman döven öküzün ağzı bağlanmaz
çalışanın emeğinin karşılığı verilmelidir.
harman dövmek keçinin işi değil
önemli işler herkese yaptırılmaz.
harman sonu dervişlerindir
herkesin bol bol yararlandığı şeylerin artakalanından alçak gönüllüler yararlanır.
harman yel ile, düğün el ile
her işin gerçekleşmesi birtakım koşulların bulunmasına bağlıdır.
harmanda dirgen yiyen sıpa, yılına kadar acısını unutmaz
uygunsuz davranışlarından dolayı cezalandırılanlar uzun süre aynı davranışı göstermezler.
hasta ol benim için, öleyim senin için
kişi kendisi için bir fedakârlıkta bulunan kimseye karşı sırası geldiğinde daha büyük fedakârlıkta bulunur.
hasta olmayan, sağlığın kadrini bilmez
insanlar sağlığın değerini ancak hastalıkta acı çekip iyileştikten sonra anlarlar.
hastalık kantarla girer, miskalle çıkar
hastalık birden ve çok zorlu gelir ama yavaş yavaş iyileşir.
hastalık sağlık bizim için
insan sağ, esen olabildiği gibi hasta da olabilir.
hastaya bakmaktan hasta olması yeğdir
ağır bir hastaya bakmak o denli güçtür ki, kimi zaman hasta olmak bundan daha kolay görünür.
hastaya döşek sorulmaz
bir kişiye, onsuz yapamayacağı belli olan bir şeyin gerekli olup olmadığı sorulmaz.
hatasız kul olmaz
insan yanılmamak için ne kadar dikkat ederse etsin yine yanılır.
haydan gelen huya gider
kolay ve emeksiz kazanılan şeyler elden kolay çıkar.
hayır dile komşuna, hayır gele başına
sen başkaları için iyi şeyler dile ve yap ki başkaları da senin için iyi şeyler dilesin, yapsın.
hayırlı evlat neylesin malı, hayırsız evlat neylesin malı
çocuk akıllı ise babasından mal kalsın diye beklemez, malı kendisi kazanır; akılsızsa babası ne kadar çok mal bırakırsa bıraksın, değerini bilmez ve onu kısa zamanda bitirir.
hayvan koklaşa koklaşa, insan konuşa konuşa
insanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.
hayvan koklaşa koklaşa, insan söyleşe söyleşe
insanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.
hayvan yularından, insan ikrarından (sözünden) tutulur
yularından tutulan hayvan başka yöne sapamadığı gibi insan da söylediği sözün dışına çıkamaz.
hayvanın alacası dışında, insanın alacası içinde
hayvanların işe yarayıp yaramayacakları görünüşlerinden belli olur ancak insanların kötü huylu olup olmadıkları dışarıdan anlaşılamaz.
hazıra dağlar dayanmaz
sürekli harcama, en büyük birikimleri bile eritir.
hekimden sorma, çekenden sor
bir sıkıntının acısını ancak onu çeken bilir.
hekimsiz, hâkimsiz memlekette oturma
sağlığın güvencesi hekim, toplumun güvencesi hâkimdir, bu iki güvencenin bulunmadığı yerde yaşamak zordur.
helalzade barıştırır, haramzade karıştırır
sütü bozuk kişi, iki kimsenin arasını açar, anlaşmalarına engel olur; soylu kişi ise arabuluculuk yapar, anlaşmalarına yardım eder.
hem kaçar hem davul çalar
işi yapmaktan çekindiği hâlde yine de yapar.
her ağaç kökünden kurur (çürür)
bir topluluğun dayandığı temel bozulursa o topluluk bozulur.
her ağacın meyvesi olmaz
dıştan başarılı, üretken gibi görülen herkes gerçekte öyle olmayabilir.
her ağaçtan kaşık olmaz
özelliği olan bir iş için sıradan birisi kullanılamaz.
her çiçek koklanmaz
her güzelle ilişki kurmak doğru değildir.
her çok azdan olur
çoğu elde etmek için azları biriktirmek gerekir.
her dağın derdi kendine göre
herkesin kendi durumuna bağlı olarak sorunları vardır.
her damardan kan alınmaz
herkesten yardım istenmez, istense de alınamaz.
her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar ya çıyan
sonunu düşünmeden sana zararı dokunma olasılığı bulunan davranışlarda bulunma.
her düşüş, bir öğreniş
kişi her yanlış davranışının acı sonucundan bir ders almalıdır.
her firavunun bir Musa’sı çıkar
insanı, zalimce davranan birinden kurtaracak bir kimse her zaman bulunur.
her gönülde bir arslan yatar
herkesin kendine göre büyük bir emeli vardır.
her gün baklava börek yense bıkılır
hep aynı şeyle uğraşmak insana bıkkınlık verir.
her gün bir olmaz
bir günün işleri, durumları, şartları başka bir gününkine uymaz.
her gün papaz pilav yemez
1) bir insanı hep aynı hileyle kandıramazsın; 2) insan zaman zaman değişiklik ister; 3) her zaman aynı fırsat ele geçmez.
her güzelin bir kusuru vardır
her iyi şeyin hoşa gitmeyen bir yönü, her güzelin kusurlu bir tarafı vardır.
her horoz kendi çöplüğünde öter
herkes ancak kendi çevresinde bir değer taşır ve sözünü orada geçirebilir.
her işin (şeyin) başı sağlık
insanın yapacağı her şey vücut sağlığına bağlıdır.
her işte bir hayır vardır
kişi, kötümserliğe kapılmamak için olup biten her işi hayra yormalıdır.
her kaşığın kısmeti bir olmaz
herkesin talihi, kazancı bir değildir.
her kimin bağı var, yüreğinde dağı var
malı, mülkü veya evladı olanlar kaygı ve tasadan uzak olamazlar.
her koyun kendi bacağından asılır
herkes kendi davranışlarından sorumludur, herkes hatasının cezasını kendisi çeker.
her kuşun eti yenmez
herkes zorbalığa boyun eğmez, buna karşı gelecekler de çıkar.
her sakaldan bir tel çekseler köseye sakal olur
herkes biraz fedakârlık etse bir yoksul perişanlıktan kurtulur.
her şeyin vakti var, horoz bile vaktinde öter
her şey zamanında yapılmalıdır.
her şeyin yenisi, dostun eskisi
dostluk eskidikçe güç ve değer kazanır.
her şeyin yokluğu yokluktur
insana gerekli olan şey küçük ve değersiz de olsa yokluğunda kendini belli eder.
her taş baş yarmaz
korkulan her şey tehlikeli değildir.
her taşın altına elini sokma, ya yılan çıkar, ya çıyan
sonunu düşünmeden sana zararı dokunma olasılığı bulunan davranışlarda bulunma.
her yerde okka dört yüz dirhem
konuşulan bir gerçeğin açıklığını ve tartışma götürmezliğini anlatmak için söylenen bir söz.
her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır
herkesin kendine özgü bir çalışma yöntemi, bir iş yapma biçimi vardır.
her yiğidin gönlünde bir aslan yatar
herkesin kendine göre büyük bir emeli vardır.
her yokuşun bir inişi, her inişin bir yokuşu vardır
hayat boyunca yükselme, düşme vb. durumlar birbirinin ardından gelebilir.
her zaman eşek ölmez, on köfte on paraya olmaz
istenilen şeyi kolayca elde etme imkânı ortaya çıkınca fırsat kaçırılmamalıdır.
her zaman gemicinin istediği rüzgâr esmez
olaylar herkesin istediği biçimde meydana gelmez.
