Atasözleri ve Atasözlerinin Anlamları

2394 Sonuç bulundu.

evvel hesap, sonra kasap

1) alışverişe çıkan bir kimse para durumunu önceden gözden geçirmelidir; 2) insan bir işe girişmeden önce kendi olanaklarını iyi hesaplamalıdır.

evvel yediğim hurmalar, bugün kıçımı tırmalar

aradan bir yıl geçmiş, davranışının karşılığını şimdi görüyor, yaptığının acısı bugün çıkıyor.

evvela can, sonra canan

insanlar bencildir, önce kendilerini, sonra yakınlarını düşünürler.

eyere de gelir semere de

her işe yarar, her türlü işi görebilir.

fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp

yoksulluk utanılacak bir şey değildir, çalışmamak en büyük ayıptır.

fala inanma, falsız kalma

kişinin oyalanmak, yalan da olsa geleceği üzerine bir şeyler dinlemek isteğini hoş karşılamak gerekir.

fare çıktığı deliği bilir

bir kabahate, suça veya gizli işe kalkışan kişi, yakalanacağını anladığında nereye sığınacağını bilir.

fare deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna (kıçına) kabak bağlamış

1) yapamayacağı kadar ağır bir işi varken başka bir iş daha yüklenmiş; 2) kendisi sığıntı durumundayken yanına bir kişi daha almış.

faydasız baş mezara yaraşır

yaşayan kimse bir işe yaramalıdır, bir işe yaramayan kimsenin ölüden farkı yoktur.

fazla mal göz çıkarmaz

ne kadar ve ne türden mal olursa olsun malın fazlası elden çıkarılmamalıdır çünkü mutlaka bir gün gelir lazım olur.

felek, kimine kavun yedirir kimine kelek

bu dünyada kimi insanlar mutluluk içinde yaşarlar, kimileri de talihsizdirler.

fırsat her vakit ele geçmez

fırsat insanın eline çok seyrek geçtiği için çıkan fırsat iyi değerlendirilmelidir.

fırsat sakal altından geçer

fırsatı yakalayabilmek için uygun zamanı kollamak gerekir.

fukara tavuğu bir yumurtlar

talih, fakire hiç gülmez; aynı sermaye zengine daha çok, fakire daha az gelir getirir.

fukaranın düşkünü, beyaz giyer kış günü

daha önce iyi bir durumda olan kişi bu konumunu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunur.

fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar

talih, fakire hiç gülmez; aynı sermaye zengine daha çok, fakire daha az gelir getirir.

fukaranın tavuğu, zenginin atı kıymetli olur

yoksul geçimini, varlıklı keyfini düşünür.

gafile kelam, nafile kelam

gaflet uykusunda olan kişiye söz kâr etmez.

gailesiz baş, yerin altında

herkesin bir sıkıntısı vardır, bu sıkıntılar ancak ölümle biter.

gammaz olmasa tilki pazarda gezer

yasal olmayan yollardan gizlice çıkar sağlayan kişi, yakayı ele vereceğinden korkmasa bütün bu işleri açıktan yapar.

garibe bir selam bin altın değer

yabancı yerde tek başına kalan kimseye karşı gösterilecek küçük bir ilgi, en büyük iyilik yerine geçer.

garip itin kuyruğu bacağı arasında (götünde, kıçına kısık) gerek (olur)

sığıntı durumunda olan kişi, yabancı bir yerde hiçbir şeye karışmamalı, sessiz, kendi hâlinde yaşamalıdır.

garip kuşun yuvasını Allah yapar

garip ve kimsesiz kişiye Tanrı yardım eder.

gâvurun ekmeğini yiyen gâvurun kılıcını çalar

kişi, inançları ayrı da olsa, hoşlanmasa da geçimini sağlayan kimseye hizmet eder.

geç olsun da güç olmasın

çeşitli engeller yüzünden gerçekleşemeyen işlerde avunmak için söylenen bir söz.

gece gözü, kör gözü

geceleyin iyi iş yapılamaz.

gece işi, körler işi

gece yapılan iş verimli olmaz.

geceler gebedir

her sabah yeni olaylarla karşılaşırız.

geçme namert köprüsünden, ko aparsın su seni

namerde karşı minnet altında kalmaktansa sıkıntıya katlan.

geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler

geçmişte kalan olayların üzerinde durulmasında bir yarar yoktur.

geçti Bor’un pazarı (sür eşeğini Niğde’ye)

artık iş işten geçti.

gel demesi kolay ama git demesi güçtür

bir kimseyi işe almak, bir misafir çağırmak kolaydır ancak bir kimsenin işine son vermek, misafire git demek zordur.

gel denilen yere gitmeye ar eyleme, gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme

çağrıldığın yere gitmekten çekinme, gelme denilen yere de gitme, orada sana ilgi göstermezler.

geldik yüze, çıktık düze

kasım ayından sonra gelen yüzüncü günde, 15 şubatta kışın soğuk günleri geride kalır.

geleceği varsa göreceği de var

kötülük yapmaya kalkışacak olursa karşılığını elbette görür.

gelen ağam giden paşam

yönetim kimde olursa olsun benim için fark etmez.

gelen gidene rahmet okutur

beğenmediğimiz bir kişinin yerine öyle birisi gelir ki eskisini aratır.

gelen gideni aratır

beğenmediğimiz bir kişinin yerine öyle birisi gelir ki eskisini aratır.

gelene git denilmez

kendiliğinden gelen bir konuk geri çevrilmez.

gelin altın taht getirmiş, çıkmış kendisi oturmuş

toplum içine giren bir kimsenin kendi kullanacağı eşyasının değerli olup olmaması başkalarını ilgilendirmez.

gelin eşikte, oğlan beşikte

bir eve gelin gelir gelmez bebek hazırlıklarına başlamak gerekir.

gelin girmedik ev olur, ölüm girmedik ev olmaz

her eve gelin girmeyebilir ama ölüm kesinlikle girer.

gelini ata bindirmişler ‘ya nasip’ demiş

kesin sonuç alınmadan hiçbir işe olup bitti gözüyle bakılmaz.

gem almayan atın ölümü yakındır

söz dinlemeyen hırçın kişi, davranışının büyük zararını görür.

gemisini kurtaran kaptan

güç bir duruma düşüldüğünde ne yapıp edip kendisini veya yakın çevresindekileri kurtaranlar için söylenen bir söz.

gençliğin kıymeti ihtiyarlıkta bilinir

insan gençliğinde yaptığı şeylerin çoğunu yaşlandığında yapamaz ve gençliğin ne denli değerli olduğunu o zaman anlar.

gençlikte para kazan, kocalıkta kur kazan

kişi gençliğinde çalışıp para biriktirmelidir ki ihtiyarlığında çalışamadığı zaman onunla rahat rahat geçinsin.

gençlikte taş taşı, kocalıkta ye aşı

kişi gençliğinde çalışıp para biriktirmelidir ki ihtiyarlığında çalışamadığı zaman onunla rahat rahat geçinsin.

gezen ayağa taş değer (dolar)

gereksiz yere gezen kişi, kendisine zararı dokunacak şeylerle karşılaşır.

gezen kurt aç kalmaz

geçimini sağlamak için gezip dolaşan, şuraya buraya başvuran kişi aç kalmaz.

giden gelse dedem gelirdi

ölen bir kimse dirilemeyeceği gibi elden çıkan bir şey de bir daha ele geçmez.

gidilmeyen yer senin değildir

gidemediğiniz yerinizin, kullanamadığınız malınızın size bir yararı olmaz.

gidip de gelmemek var, gelip de görmemek (bulmamak) var

uzak bir yere giden kişi dönmeyebilir, dönebilse de ayrılırken bıraktığı yakınlarını bulmayabilir.

gizlide gebe kalan aşikârede doğurur

toplum içinde hiçbir davranış gizli kalmaz.

göğe direk, denize kapak olmaz

hem gereksiz hem de gerçekleştirilmesi hayale bile sığmayan şeylerle uğraşılmamalıdır.

gökten ne yağdı da yer kabul etmedi

büyüklerden gelen şeyleri küçükler geri çeviremezler.

gökyüzünde düğün var deseler kadınlar merdiven kurmaya kalkar

kadınların düğün ve eğlence için katlanamayacakları fedakârlık yoktur.

göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar

yapılması geciken iyilikler, bekleyenleri sıkıntı içinde bırakır.

gön yufka yerinden delinir

her iş en çürük yerinden patlak verir.

gönlün yazı var, kışı var

insan kimi zaman sevinçli, kimi zaman da üzüntülü olabilir.

gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz

kolay kolay onarılamayacağı için bir kimsenin özellikle de dostlarımızın gönlünü kırmamaya özen göstermeliyiz.

gönül ferman dinlemez

gönül sevdiğinden asla vazgeçmez.

gönül kimi severse güzel odur

güzellik anlayışı kişiden kişiye değişir.

gönül kocamaz

insanlar yaşlansalar da gönüllerindeki sevgi ve istekler tazeliğini yitirmez.

gönül var otluğa, gönül var bokluğa (konar)

iyi ve güzel şeyleri seven yüksek ruhlu insanlar olduğu gibi kötü ve pis şeylerden hoşlanan aşağılık insanlar da vardır.

gönül verme evliye, eve gider unutur

bir kadın, evli bir erkeğe gönlünü kaptırmamalıdır.

gönülden gönle yol vardır

sevgi karşılıklıdır.

gönüller bir olunca samanlık seyran olur

birbirini sevenler için zenginlik önemli değildir.

gönülsüz namaz göğe ağmaz

isteksiz yapılan bir işten hayır gelmez.

gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş

istenmeyerek yapılan işlerden kötü sonuçlar ortaya çıkar.

gördün deli, savul geri!

dengesiz kimselerden uzak durmak gerekir.

gören gözün hakkı vardır

yiyecek veya imrenilecek bir şeyi görene o şeyden vermek gerekir.

görgülü kuşlar gördüğünü işler, görmedik kuşlar ne görsün ki ne işler?

iyi eğitim alanlar aldıkları eğitimin gereğini yaparlar, iyi eğitim görmeyenler bir şey yapamazlar.

görmemiş görmüş, güle güle ölmüş

görgüsüz kişi, günün birinde ummadığı bir şeyi elde ederse sevincinden ne yapacağını şaşırır.

görmemişin oğlu olmuş (çekmiş, çükünü koparmış)

görgüsüz kimse ummadığı bir şeyi elde ettiğinde ne yapacağını şaşırır.

göründü Sivas’ın bağları

umutla beklenen sonuç ters yönde gelişti.

görünen dağın (köyün) uzağı olmaz

bir durumun nasıl sonuçlanacağı belli olduktan sonra bu sonuç çok geçmeden gerçekleşir.

görünen köy kılavuz istemez

ne kadar gizlense de gerçekler ortadadır.

götüne güvenen borazancıbaşı

başarabileceğinize eminseniz büyük işlere girişiniz.

göz gördüğünü (ağız yediğini) ister

kişi, her zaman gördüğü, (yemeye) alıştığı güzel şeyleri arzular.

göz görmeyince gönül katlanır

yakınımızda bulunmayanların özlemine, acısına daha kolay dayanabiliriz.

göz görür, gönül ister (çeker)

kişi, görmediği şeyi istemez; görüp beğendiği şeye karşı istek duyar.

göz görür, gönül katlanır

kişi, sevdiği bir kimsenin uzak yere gitmesi durumunda onunla görüşmekten umudunu keser, ayrılığa katlanır.

göz terazi, el mizan

elle tartıp ağırlığı, gözle bakıp hacmi tahmin edebiliriz.

gözden ırak olan gönülden de ırak olur

ayrı düşenlerin arasındaki sevgi de zamanla azalır.

göze yasak olmaz

bir kimseye veya nesneye bakılmasını kimse önleyemez.

gözlüye gizli yoktur

görmesini bilen kişiden hiçbir şey gizlenemez.

gözü göz değil

iyi insan olmadığı bakışından belli oluyor.

gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz

her zaman çıkar peşinde koşan kişi, tehlikelerden uzak kalamaz.

gül dalından odun, beslemeden kadın olmaz

her şey, kendisinden beklenen görevi yapabilecek niteliklere sahip olmalıdır.

gül dikensiz olmaz

iyi veya güzel olan her şeyin az çok sıkıntı veren bir yanı da bulunur.

gülme komşuna, gelir başına

birinin başına gelen kötü bir durum senin de başına gelebilir.

gülü seven dikenine katlanır

insan sevdiği kimse veya sevdiği iş yüzünden gelecek sıkıntılara katlanır.

gümüş sağ olsun, altın gidekosun

eldeki şey, elde edilmesi güç olan daha değerli bir şeyden üstün tutulmalı.

gün bugün

1) bugün ne yapabilirsen kazancın odur; 2) bugün kim işbaşında, kim itibarda ise onun sözü geçer.

gün doğmadan kimliği söylenmez

bir iş iyice belli olmadan sonucu hakkında yargı yürütülemez, yarın ne gibi durumlar veya olaylar çıkacağını kimse bilmez.

gün doğmadan neler doğar

beklenmedik bir sırada umut verici durumlarla da karşılaşma imkânı vardır.

gün geçer, kin geçmez

aradan uzun zaman geçse de bir kimsenin başkasına karşı beslediği kin sönmez.

gün güne uymaz

bir günün işleri, durumları, şartları başka bir gününkine uymaz.

gün ola harman ola

bir gün onun da zamanı gelir.

Sayfa 12 / 24

 

 

Filtreleme Seçenekleri
Field not found.
Ana Menü