el yumruğu yemeyen kendi yumruğunu değirmen taşı sanır
başkasının gücü karşısında boyun eğmek zorunda kalacağını anlayamamış kimse, kendi gücünün herkese boyun eğdireceğini sanır.
el yumruğunu yemeyen, kendi yumruğunu bozdoğan armudu sanır
başkasının gücü karşısında boyun eğmek zorunda kalacağını anlayamamış kimse, kendi gücünün herkese boyun eğdireceğini sanır.
elçiye zeval olmaz
bir kimseden başka bir kimseye herhangi bir haber ulaştıran, bu aracılığından dolayı sorumlu tutulmaz.
elde bulunan beyde bulunmaz
beylerde olmayan öyle şeyler vardır ki halkta bulunur.
eldeki yara, yarasıza duvar deliği
bir kimsenin acı ve sıkıntısı başkasına dert gibi görünmez.
elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz
kişi yalnızca kendi kazancına güvenmeli, başkasının yardımını beklememelidir.
elden vefa, zehirden şifa
zehirden şifa beklenilmeyeceği gibi yabancılardan da yardım ve iyilik beklenmez.
ele verir talkını (telkini), kendi yutar salkımı
kendisinin inanmadığı ve tutmadığı öğütleri başkalarına kolayca verir.
eli boşa ‘ağa uyur’ derler; eli doluya ‘ağa buyur’ derler
armağansız gelen kişiye yüz verilmez, armağanla gelen kişi ise güler yüzle ve saygı ile karşılanır.
elifin hecesi var, gündüzün gecesi var
kolay ve düzgün başlayan bir iş hep öyle sürüp gitmez, güçlüklerle ve aksaklıklarla da karşılaşılabilinir.
elin ağzı torba değil ki büzesin
başkalarının söyleyeceklerine engel olamazsınız.
elinle ver, ayağınla ara
ödünç aldığı şeyi geri vermeyi geciktiren veya vermeyenler için söylenen bir söz.
elma da alma da demesini biliriz
şartlara göre uygun davranırız.
elmanın dibi göl, armudun dibi yol
dıştan birbirine benzeyen her şeye aynı işlem uygulanamaz, her biri özelliğine göre ayrı bir davranış ister.
elmayı çayıra, armudu bayıra
elma fidanını düz ve sulak yere, armut fidanını bayıra, su tutmayan yere dikmelidir.
elmayı say da ye, armudu soy da ye
armut kabuğu soyularak elma da aşırı gidilmeden sayıyla yenilmelidir.
elmayı soy da ye, armudu say da ye
armut kabuğu soyularak elma da aşırı gidilmeden sayıyla yenilmelidir.
elti eltiden kaçar, görümceler bayrak açar
eltiler birbirlerinden uzak dururlar, görümceler gelinlerle kavga ederler.
elti eltiye eş olmaz, arpa unundan aş olmaz
arpa unundan yemek yapılamadığı gibi eltilerin de iyi geçinmeleri mümkün değildir.
emanet ata binen tez iner
ödünç alınmış araçlarla girişilen işler çok kez yürütülemez.
emanet eşeğin yuları gevşek olur
bir kimseye emanet edilen şeyin o kimse tarafından iyi korunmadığı her zaman görülen olaylardandır.
emanet hayvanın (eşeğin) kuskunu (paldımı) yokuşta kopar
eğreti olarak kullanılmak üzere verilen şey uydurma olur, hiç umulmadık bir anda bozulur.
emanete hıyanet olmaz
emanet olarak bırakılan şeyi titizlikle korumak gereklidir.
emek olmadan yemek olmaz
yaşayabilmek, harcayabilmek için çalışıp kazanmak gerekir.
emmim dayım kesem, elimi soksam yesem
bir kimsenin rahatça harcayabileceği para, başkalarının verdiği değil kendisinin kazandığı paradır.
er ekmeği er kursağında kalmaz
bir kimseden iyilik gören kişi mertse bunun altında kalmaz, kendisi de ona iyilik yapmaya çalışır.
er ekmeği, meydan ekmeği
kadın, kocasının kazancını rahatça yer.
er giden, işine; geç giden, boşuna
işine sabahleyin erken başlayan kimse başarı elde eder.
er kocar, gönül kocamaz
kişi ihtiyarlar ama gönlü taze kalır, sevgisi eksilmez.
er lokması er kursağında kalmaz
insan, gördüğü iyiliği karşılıksız bırakmaz.
er olan ekmeğini taştan çıkarır
azimli kimse geçim yolunu bulmak için en güç işlerle bile uğraşmaktan yılmaz.
er oyunu üçe kadar
birinci ve ikinci denemede başarılamayan iş için son kez üçüncü deneme yapılmalıdır.
erdiğine erer, ermediğine taş atar
sataşkan, edepsiz kimse amacına ulaşamadığında her türlü kötülüğü yapar.
erenlerin sağı solu olmaz
ne zaman ne yapacağı belli olmayan kimseler için kullanılan bir söz.
ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma
insan hiçbir şeyi incelemeden, gözü kapalı biçimde almamalıdır.
ergene karı boşamak kolay
bir işin içinde olmayanlar o işteki güçlükleri küçümserler.
erim er olsun da yerim çalı dibi olsun
kadının kocasının fakir olması önemli değildir, yeter ki aile sorumluluklarını yerine getirsin.
erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat (pişir) aşını
davranışlarını içinde bulunduğun koşullara uydur.
erinenin oğlu kızı olmamış
bir şeyi elde etmek için çalışmalı, tembel tembel oturmamalıdır.
erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer
kendini bir erkeğe beğendirmek isteyen kadın, ona güzel yemekler hazırlamalıdır.
erkek arslan arslan da dişi arslan arslan değil mi?
güçlülük ve yüreklilik yalnızca erkeklerde değil kadınlarda da vardır.
erkek getirmeyi, kadın yetirmeyi bilmeli
erkek çalışıp kazanmakla, anne tasarruflu olmakla yükümlüdür.
erkek koyun kasap dükkânına yakışır
miskin erkek, yaşamaya layık değildir.
erkek sel, kadın (avrat) göl
erkek, parayı bilinçsizce harcama eğiliminde olsa bile kadın buna meydan vermemeli, tutumlu olmalıdır.
erkekliğin onda dokuzu kaçmaktır
tehlikeden kaçan kazançlı çıkmış.
erkeklik öldü mü?
haksızlığa karşı koymak, mertlik göstermek gerekiyor.
erkeklik sende kalsın!
karşısındakinin yakışıksız davranışına uyup da tatsızlık çıkarma, efendice davran!
erken kalkan (çıkan) yol alır, er evlenen döl alır
yapacakları işe erken başlayanlar kazançlı olurlar.
erken kalktım işime, şeker kattım aşıma
işine sabahleyin erken başlayan kimse başarı elde eder.
eşeğe altın semer vursalar yine eşektir
insanlık değerinden yoksun kişi, kılık kıyafetle, makam ve mevkiyle değer kazanmaz.
eşeğe cilve yap demişler, çifte atmış
kaba ve ahmak kişinin hoşa gitsin diye söylediği sözler ve yaptığı işler, kaba ve incitici olur.
eşeği dama çıkaran yine kendi indirir
yanlış yapan kimse, yanlışı yine kendisi düzeltir.
eşeği düğüne çağırmışlar, ‘ya odun eksik ya su demiş’
bir işi yapmamak için bahane bulmayı anlatan bir söz.
eşeği düğüne çağırmışlar, ‘ya su lazımdır ya odun’ demiş
bir işi yapmamak için bahane bulmayı anlatan bir söz.
eşeği süren (tırmalayan) osuruğuna katlanır
kaba bir kimse ile birlikte olan, ondan gelecek kötü davranışları göze almalıdır.
eşeği yoldan çıkaran sıpanın oynaması
çocuklarının düzensiz davranışı, anne babayı rahatsız eder.
eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme; kimi uzun der, kimi kısa
kimseyi ilgilendirmeyen işleri kendi kendine karar verip yapmalısın.
eşeğin ölümü köpeğe ziyafettir (düğündür)
bir kişinin uğradığı zarar kimi zaman bir başkası için çıkar kaynağı olur.
eşeğin sahibinin dediği yere bağla da varsın kurt yesin
kötü bir sonuç meydana geldiğinde sorumlu olmamak için işi, sahibinin isteğine uygun olarak yap.
eşek (eşkin) eve gelmiş, yorga yolda kalmış
düzenli ve sürekli çalışan güçsüz kimse, düzensiz ve süreksiz çalışan güçlü kimseden daha başarılı olur.
eşek at olmaz, ciğer et olmaz
soysuz kişi soylu olmaz, bayağı şey üstün nitelik kazanmaz.
eşek bile bir düştüğü yere bir daha düşmez
aptal kişi bile başına gelen felaketten ders alır, o felakete yol açan şeylerden kendisini korur.
eşek çamura çökerse sahibinden gayretlisi olmaz
bir kimsenin işi bozulduğunda, durumunu düzeltmek için en büyük çabayı kendisinin göstermesi gerekir.
eşek eşeği ödünç kaşır
çıkarcı, başkasına yardım ederken ileride onun da kendisine yardım edeceğini düşünür.
eşek hoşaftan ne anlar (suyunu içer, tanesini bırakır)
bilgisiz, görgüsüz kimse ince, güzel şeylerin zevkine varamaz, değerini ölçemez.
eşek kocamakla tavla başı olmaz
anlayışsız kişi ne kadar yaşlanırsa yaşlansın baş olacak bir olgunluğa ulaşamaz.
eşek kulağı kesilmekle küheylan olmaz
aslında niteliksiz olan bir şeye ne yapılsa değişmez.
eşek kuyruğu gibi ne uzar ne kısalır
durumunda, çalışmasında hiçbir gelişme görülmeyen kimseler için kullanılan bir söz.
esirgenen (sakınan) göze çöp batar
üzerine çok düşülen şeyler genellikle kazaya veya zarara uğrar.
eski çamlar bardak oldu
devir değişti, eski tutumların değeri kalmadı.
eski dost düşman olmaz olsa da dürüst olmaz
aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirlerine düşman olmazlar, yeni kazanılan dostlarla arada henüz sıkı bir bağ oluşmadığı için bu durum söz konusu değildir.
eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez
aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirlerine düşman olmazlar, yeni kazanılan dostlarla arada henüz sıkı bir bağ oluşmadığı için bu durum söz konusu değildir.
eski düşman dost olmaz
birçok nedenin birbirini izlemesiyle sürüp gelmiş olan eski düşmanlık, dostluğa dönüştürülemez.
eskisi olmayanın yenisi (acarı) olmaz
yeni bir şey edinildiğinde eskisi hemen elden çıkarılmamalıdır.
eskiye rağbet (itibar) olsaydı bitpazarına nur yağardı
her şeyin yenisi sevilir.
eşkıyanın (ihtiyarın, fukaranın) düşkünü, beyaz (hasa) giyer kış günü
daha önce iyi bir durumda olan kişi bu konumunu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunur.
esmere al bağla, karşısına geç ağla
esmer insana kırmızı renkli giysi yakışmaz.
esrik devenin çulu eğri gerek
kişi, durumuna uygun davranmalıdır.
et kanlı gerek, yiğit canlı
kebap çok pişirilmemeli, genç de hareketli ve canlı olmalıdır.
et kokarsa tuzlanır, ya tuz kokarsa ne yapılır?
bozulan şeyi düzeltecek etken vardır ancak bu etken bozulmuşsa artık düzeltmeden umudu kesmek gerekir.
et ne kadar arık olsa üstüne ekmek yaraşır
bilgili ve görgülü kişi, iş başında ve zengin olmasa da bilgisiz ve görgüsüz kişilerin üstünde yer alır.
et tırnaktan ayrılmaz
yakın hısımlar arasındaki bağ kolay kolay kopmaz.
etek öpmekle dudak aşınmaz
çok önemli bir iş için bir kimseye ricada bulunmak hatta yalvarmak gerekirse, yapılır.
eti senin, kemiği benim
çocuğu ben doğurdum ama onu eğitmek sana düşüyor.
etle tırnak arasına girilmez
aile anlaşmazlıklarında bir yanı tutmak doğru değildir.
etme bulma dünyası
kötülük eden kötülük bulur.
etme bulursun, inleme ölürsün
nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.
etme bulursun, inleye inleye ölürsün
nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.
ev alanla evlenene Allah yardım eder
evlenene ve ev yapana herkesin kolaylık göstermesi, onlara Allah’ın yardımının dolaylı olarak ulaşıyor olması demektir.
ev alma, komşu al
komşuluk ilişkileri, iyi bir komşuya sahip olma çok çok önemlidir.
ev sahibi mülk sahibi, hani nerede bunun ilk sahibi
kişi malını mülkünü kaybederim korkusuyla kendini üzüntüye kaptırmamalı, malı mülkü ile övünmemelidir, zira mal mülk dünyaya ait bir şeydir.
ev sahibinin bir evi, kiracının bin evi var
evi olan yalnızca kendi evinde oturur, evi olmayan ise beğendiği evde oturur.
evdeki pazar (hesap) çarşıya uymaz
önceden tasarlanan bir iş umulduğu gibi sonuçlanmaz, düşünüldüğü gibi olmaz.
evi ev eden avrat
bir evin dirlik ve düzenini kadın sağlar.
evimiz bezden, ne umarsın bizden
kendisi yardıma muhtaç olandan yardım beklemek boşuna umutlanmaktır.
evladı ben doğurdum ama gönlünü ben doğurmadım
bir kimse evladına emredip birçok şey yaptırır ancak onun gönlüne hükmedemez.
evladın var mı, derdin var
çocuklarının sıkıntıları, hastalıkları ana baba için sürekli derttir.
evlenenle ev alana Allah yardım eder
evlenene ve ev yapana herkesin kolaylık göstermesi, onlara Allah’ın yardımının dolaylı olarak ulaşıyor olması demektir.
evli evine, köylü köyüne
artık dağılalım, herkes evine, işine gitsin.
evlinin bir evi var, kiracının bin evi var
evi olan yalnızca kendi evinde oturur, evi olmayan ise beğendiği evde oturur.
