Atasözleri ve Atasözlerinin Anlamları

2394 Sonuç bulundu.

dokuz at bir kazığa bağlanmaz

bir işin başına, tanınmış kişiliği bulunan birçok kimse birden getirilmemelidir, bunlar anlaşamaz ve birbirlerine düşerler.

domuz derisi post olmaz eski düşman dost olmaz

birçok nedenin birbirini izlemesiyle sürüp gelmiş olan eski düşmanlık, dostluğa dönüştürülemez.

domuzdan toklu çıkmaz (doğmaz)

kötü huylu kimsenin çocuğu melek huylu olmaz.

domuzun kuyruğunu kes yine domuz

yaradılıştan kötü olan kişinin şu, bu yönünü düzeltseniz de mayasındaki bozukluğu gideremezsiniz.

donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer

bir şeyden yoksun olan kişinin gönlünden hep o şeyden bol bol edinmek geçer.

dört göz bir evlat için

anne ve babanın bütün emek ve didinmesi evlat içindir.

dost (akraba) ile ye, iç, alışveriş etme

alışverişte iki taraf da kendi çıkarını düşündüğünden iki dost arasındaki alışveriş dostluğu bozabilir, bu nedenle de dostluklarını sürdürmek isteyenler birbirleriyle alışverişte bulunmamalıdırlar.

dost (iyi dost) kara günde belli olur

gerçek dost üzüntülü, sıkıntılı günlerde insanı yalnız bırakmaz.

dost acı söyler

yakınlarımız, eksikliklerimizi çekinmeden söylerler.

dost ağlatır, düşman güldürür

dost olan kimsenin söylediği söz, acı da olsa insanın iyiliği içindir.

dost başa, düşman ayağa bakar

iyi bir görüntü verebilmek için her zaman temiz giyinip kuşanmak gereklidir.

dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur

dostlarını olabildiğince çoğalt, düşmanlarını olabildiğince azalt.

dost dostun ayıbını yüzüne söyler

gerçek dost uyarmak, kusurun düzeltilmesini sağlamak amacıyla ayıbı yüze karşı söyler.

dost dostun eyerlenmiş atıdır

gerçek dost, arkadaşının sıkışık zamanında yardımına koşmaya hazır durumdadır.

dost sözü acıdır

yakınlarımız, eksikliklerimizi çekinmeden söylerler.

dostluk başka, alışveriş başka

iki kişi arasındaki dostluk, alışverişte birinin ötekine özverili davranmasını gerektirmez.

dostluk kantarla, alışveriş (hesap) miskalle

iş ilişkilerine dostluk karıştırılmamalıdır.

dostluk okkayla, alışveriş dirhemle

dostluğun tartısı olmaz, alışveriş ise ölçüye göre olur.

dostun attığı taş baş yarmaz

dostun acı sözü veya sert davranışı insana ağır gelmez.

düğün aşıyla dost ağırlanmaz

ağırlamanın değeri, özel olarak hazırlanmasında, bir fedakârlık yapılmasındadır.

düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya

akılsız kişi, başkalarının eğlence programlarında bir aksama olmasın diye çabalar.

düğünü okuyucu boklar

iki taraf arasındaki güzel ilişkileri, söz götürüp getiren anlayışsız aracı bozar.

dumansız baca olmaz, kahırsız koca olmaz

dumanı olmayan baca olamayacağı gibi karısına sıkıntı vermeyen koca da olmaz.

dün cin olmuş, bugün adam çarpıyor

işinde ustalaşmadan hile yollarına başvuruyor.

dün öleni dün gömerler

bir üzüntü sürdürülmemeli, unutulmaya çalışılmalıdır.

dünya bir, işi bin

bu dünyada insanın hatır ve hayaline gelmeyen türlü türlü durumlar ortaya çıkar.

dünya malı dünyada kalır

insan öldüğü zaman malını öbür dünyaya götüremez, bu nedenle gerek kendisi için gerekse hayırlı işler için para harcamaktan kaçınmamalıdır.

dünya ölümlü, gün akşamlı

hiçbir durum sürekli değildir, her iyi durumun bir sonu vardır.

dünya Süleyman’a bile kalmamış

insan ne kadar zengin olursa olsun bu dünyadan göçüp gidecektir, bu nedenle dünyaya bel bağlamamalıdır.

dünya tükenir, yalan tükenmez

dünyada çok sayıda yalancı vardır, bunları huylarından vazgeçirmek de imkânsızdır.

dünya yıkılsa umurunda değil

hiçbir şeyle ilgilenmez, sorumsuz, kaygısızdır.

dünyada tasasız baş bostan korkuluğunda bulunur

bu dünyada tasasız olan insan yoktur.

dünyanın ucu uzundur

insanın yaşadıkça türlü durumlarla, çeşitli olaylarla karşılaşabileceğini anlatan bir söz.

dünyayı sel bassa ördeğe vız gelir

birçok kimse için felakete yol açan bir olay, bazı insanları ilgilendirmez.

durdu durdu, turnayı gözünden vurdu

uzun süre bekledi ancak sonunda isteğini elde etti.

düş uykudan sonra olur (gelir)

bir işin temeli gerçekleşmedikçe ayrıntılarına sıra gelmez.

düşenin dostu olmaz

varlıklı kişi yoksullaşınca çevresindeki dostlarından kimse kalmaz.

düşenin dostu olmaz hele bir düş de gör

varlıklı kişi yoksullaşınca çevresindeki dostlarından kimse kalmaz.

düşman düşmana gazel (Yasin) okumaz

düşmandan ancak kötülük beklenir.

düşmana yarak (silah) gerek, ya düşmandan ırak gerek

düşmanın hakkından gelebilmek için silah gerekir eğer silahınız yoksa düşmandan uzak durunuz.

düşmanın karınca ise de hor bakma

düşmanın ne kadar güçsüz olursa olsun dikkat et, uyanık ol.

düşmanın karınca olsa kendini merdane tut

düşmanın ne kadar güçsüz olursa olsun dikkat et, uyanık ol.

düşmez kalkmaz bir Allah

insanların talihsizliklere uğraması olağandır.

düşün düşün, boktur işin

kötü bir durumdan çıkar yol bulunamadığı zaman söylenen bir söz.

düt demeye dudak gerek (ister)

bir işin gerçekleştirilebilmesi, gerekli koşulların, araçların bulunmasına bağlıdır.

dut kurusu ile yâr sevilmez

ancak büyük fedakârlıklarla elde edilebilecek güzel bir şey, fedakârlık yapılmadan elde edilemez.

dut yaprağı açtı, soyun; döktü giyin

dut ağacı yapraklanınca soğuklar biter, dut ağacı yaprağını döktüğü zaman soğuklar başlar; ona göre giyinmek lazımdır.

duvarı nem, insanı gam yıkar

nem demiri nasıl paslandırıp çürütürse gam da insanı öylece yıpratır.

ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane

herkesin ölümü için bir sebep vardır.

ecele çare bulunmaz

ölüm dışında, çaresiz gibi görünen her güç işin bir çıkar yolu vardır.

eceli gelen (yaklaşan) köpek cami (mescit) duvarına (avlusuna) siyer (işer)

herkesin üzerine titrediği, kutsal saydığı şeyi kötüleyen, bozan kimse mutlaka kötü bir sonuçla karşılaşır.

eceli gelen fare kedi taşağı kaşır

herkesin üzerine titrediği, kutsal saydığı şeyi kötüleyen, bozan kimse mutlaka kötü bir sonuçla karşılaşır.

edebi edepsizden öğren

edepsizin yaptığı işlerin yapılmaması gereken işler olduğunu düşünmekle doğru yolu bulmuş, böylece edebi edepsizden öğrenmiş olursun.

eden bulur, inleyen ölür

nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.

efendim nerede, ben nerede?

ben ne diyorum, siz ne diyorsunuz.

eğilen baş kesilmez

kusurunu anlayıp özür dileyen kişi bağışlanmalıdır.

eğreti ata binen tez iner

ödünç alınmış araçlarla girişilen işler çok kez yürütülemez.

eğreti kuyruk tez kopar

temeli olmayan işlere güvenilmez.

eğri düzü beğenmez, bu da bizi beğenmez

hiçbir şeyi beğenmeyenlerin de kusurları vardır.

eğri oturup doğru konuşalım

birisine karşı tutumumuz ne olursa olsun doğruyu söylemeliyiz.

eğriye eğri doğruya doğru

gerçek neyse aynen belirtilmelidir.

ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını

bir girişimden iyi sonuç almak isteyen, o işin temelini sağlam kurmalıdır.

eken biçer, konan göçer

her davranış doğal sonucuna varır; emek verip ekin eken ürün alır, gezerken bir yerde konaklayan oradan kalkarak başka bir yere gider.

ekmeden biçilmez

emek vermeden beklenen bir sonuca erişilmez.

ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver

verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her iş uzmanına yaptırılmalıdır.

ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur

verimin bol olması, kullanılan malzemenin bol olmasına bağlıdır.

ekmeğini ekmekçiye ver, yarısını yerse helal olsun

verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her iş uzmanına yaptırılmalıdır.

ekmek aslanın ağzında

geçim sağlayacak bir iş bulmak ve para kazanmak kolay değildir.

ekmek istemez su istemez

hiçbir masrafı yoktur.

ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır

insanların kazançlarına, rızıklarına engel olanlara bir gün aynı şeyler yapılır.

ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil

iyi nitelikli işler kullanılan araç elverişsiz de olsa kolaylıkla yürütülebilir ama her iş elverişsiz araçla yürütülemez.

ekşi yemedim ki karnım ağrısın

suç işlemedim ki korkayım.

ekşi yüzlünün balı acı olur

istemeden iyilik yapan kişi karşısındakini de hoşnut edemez.

el ağzına bakan, karısını tez boşar

kişi, özel hayatı ile ilgili ciddi konularda başkasının düşüncesiyle değil kendi düşünceleriyle karar vermelidir.

el beğenmezse yer beğensin

çocuğun öldüğünde iyi anılması, yaşarken de beğenilir bir kişi olması için anne baba çocuklarının eğitimine çok önem vermelidir.

el el ile, değirmen yel ile

insanlar bir araya gelmeden yaşayamazlar, birbirlerine yardım etmeden başarıya ulaşamazlar; değirmenin çalışabilmesi için rüzgâr gereklidir.

el el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz

her şey birbirinin üstüne konulamaz, birbiriyle birleştirilemez.

el elden kalmaz, dil dilden kalmaz

bir kişi başkasına vurursa o da ona vurur, başkasına kötü söz söylerse diğeri de kendisine kötü söz söyler.

el elden üstündür (ta arşa kadar)

bir kimse, kendisinden üstün bir başkasının da olabileceğini bilmelidir.

el eli yıkar, iki el yüzü

bir kişi başka bir kişiye yardım ederse o da bu iyiliğin altında kalmaz, güçlenmiş olarak yardımlara koşar.

el elin aynasıdır

kişi kendi özelliklerini zaman zaman yabancıdan öğrenir.

el elin eşeğini türkü çağırarak arar

insanın kendi sıkıntı ve sorunlarına başkaları gereken önemi vermez, gerektiği kadar ilgilenmez.

el elin eşeğini yırlaya yırlaya, kendi eşeğini terleye terleye arar

insanın kendi sıkıntı ve sorunlarına başkaları gereken önemi vermez, gerektiği kadar ilgilenmez.

el elin nesine, gülerek gider yasına

bir kimsenin acısı, başkalarının umurunda değildir.

el eliyle yılan tut, onu da yalan tut

kişi kendi işini kendisi yapmalıdır.

el eliyle yılan tutan, yarısını yalan tutar

kişi kendi işini kendisi yapmalıdır.

el eliyle yılan tutulur

kişi kendi işini kendisi yapmalıdır.

el ermez, güç yetmez

bir iş karşısındaki güçsüzlüğü anlatmak için kullanılan bir söz.

el için ağlayan gözden olur

başkası için yapılacak fedakârlığın bir sınırı vardır.

el için kuyu kazan, evvela kendisi düşer

başkasına tuzak hazırlayan kimse, bu tuzağa ondan önce kendisi düşer.

el için yanma nâra, yak çubuğunu bak keyfine

başkalarının derdini kendine sorun yapıp da kendi rahatını ve düzenini bozma.

el ile gelen düğün bayram

herkese birden gelen sıkıntı ve felakete katlanmak, yalnızca bir kişiye gelene katlanmaktan daha kolaydır.

el kazanı ile aş kaynamaz

önemli bir iş, başkalarının yardımıyla başarılamaz, iş her an yarıda kalabilir.

el mi yaman bey mi yaman? el yaman!

baştaki ne kadar güçlü görünürse görünsün, asıl güç halktadır.

el öpmekle ağız aşınmaz

çok önemli bir iş için bir kimseye ricada bulunmak hatta yalvarmak gerekirse, yapılır.

el sikiyle gerdeğe girilmez

başkasının olanaklarına güvenip gelecek için girişimler tasarlanmaz.

el terazi, göz mizan

elle tartıp ağırlığı, gözle bakıp hacmi tahmin edebiliriz.

el üstünde gömlek eskimez

eğreti olarak alınan şey, dikkatle korunur; bir süre sonra olduğu gibi geri verilir.

el vergisi, gönül sevgisi

bize bir şey verene, armağan edene karşı gönlümüzde sevgi uyanır.

el yarası onulur, dil yarası onulmaz

silahla açılan el yarası çabukça iyi olur ama kötü sözle açılan gönül yarası kolay kolay kapanmaz.

Sayfa 10 / 24

 

 

Filtreleme Seçenekleri
Field not found.
Ana Menü