dokuz at bir kazığa bağlanmaz
bir işin başına, tanınmış kişiliği bulunan birçok kimse birden getirilmemelidir, bunlar anlaşamaz ve birbirlerine düşerler.
domuz derisi post olmaz eski düşman dost olmaz
birçok nedenin birbirini izlemesiyle sürüp gelmiş olan eski düşmanlık, dostluğa dönüştürülemez.
domuzdan toklu çıkmaz (doğmaz)
kötü huylu kimsenin çocuğu melek huylu olmaz.
domuzun kuyruğunu kes yine domuz
yaradılıştan kötü olan kişinin şu, bu yönünü düzeltseniz de mayasındaki bozukluğu gideremezsiniz.
donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer
bir şeyden yoksun olan kişinin gönlünden hep o şeyden bol bol edinmek geçer.
dört göz bir evlat için
anne ve babanın bütün emek ve didinmesi evlat içindir.
dost (akraba) ile ye, iç, alışveriş etme
alışverişte iki taraf da kendi çıkarını düşündüğünden iki dost arasındaki alışveriş dostluğu bozabilir, bu nedenle de dostluklarını sürdürmek isteyenler birbirleriyle alışverişte bulunmamalıdırlar.
dost (iyi dost) kara günde belli olur
gerçek dost üzüntülü, sıkıntılı günlerde insanı yalnız bırakmaz.
dost acı söyler
yakınlarımız, eksikliklerimizi çekinmeden söylerler.
dost ağlatır, düşman güldürür
dost olan kimsenin söylediği söz, acı da olsa insanın iyiliği içindir.
dost başa, düşman ayağa bakar
iyi bir görüntü verebilmek için her zaman temiz giyinip kuşanmak gereklidir.
dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur
dostlarını olabildiğince çoğalt, düşmanlarını olabildiğince azalt.
dost dostun ayıbını yüzüne söyler
gerçek dost uyarmak, kusurun düzeltilmesini sağlamak amacıyla ayıbı yüze karşı söyler.
dost dostun eyerlenmiş atıdır
gerçek dost, arkadaşının sıkışık zamanında yardımına koşmaya hazır durumdadır.
dost sözü acıdır
yakınlarımız, eksikliklerimizi çekinmeden söylerler.
dostluk başka, alışveriş başka
iki kişi arasındaki dostluk, alışverişte birinin ötekine özverili davranmasını gerektirmez.
dostluk kantarla, alışveriş (hesap) miskalle
iş ilişkilerine dostluk karıştırılmamalıdır.
dostluk okkayla, alışveriş dirhemle
dostluğun tartısı olmaz, alışveriş ise ölçüye göre olur.
dostun attığı taş baş yarmaz
dostun acı sözü veya sert davranışı insana ağır gelmez.
düğün aşıyla dost ağırlanmaz
ağırlamanın değeri, özel olarak hazırlanmasında, bir fedakârlık yapılmasındadır.
düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya
akılsız kişi, başkalarının eğlence programlarında bir aksama olmasın diye çabalar.
düğünü okuyucu boklar
iki taraf arasındaki güzel ilişkileri, söz götürüp getiren anlayışsız aracı bozar.
dumansız baca olmaz, kahırsız koca olmaz
dumanı olmayan baca olamayacağı gibi karısına sıkıntı vermeyen koca da olmaz.
dün cin olmuş, bugün adam çarpıyor
işinde ustalaşmadan hile yollarına başvuruyor.
dün öleni dün gömerler
bir üzüntü sürdürülmemeli, unutulmaya çalışılmalıdır.
dünya bir, işi bin
bu dünyada insanın hatır ve hayaline gelmeyen türlü türlü durumlar ortaya çıkar.
dünya malı dünyada kalır
insan öldüğü zaman malını öbür dünyaya götüremez, bu nedenle gerek kendisi için gerekse hayırlı işler için para harcamaktan kaçınmamalıdır.
dünya ölümlü, gün akşamlı
hiçbir durum sürekli değildir, her iyi durumun bir sonu vardır.
dünya Süleyman’a bile kalmamış
insan ne kadar zengin olursa olsun bu dünyadan göçüp gidecektir, bu nedenle dünyaya bel bağlamamalıdır.
dünya tükenir, yalan tükenmez
dünyada çok sayıda yalancı vardır, bunları huylarından vazgeçirmek de imkânsızdır.
dünya yıkılsa umurunda değil
hiçbir şeyle ilgilenmez, sorumsuz, kaygısızdır.
dünyada tasasız baş bostan korkuluğunda bulunur
bu dünyada tasasız olan insan yoktur.
dünyanın ucu uzundur
insanın yaşadıkça türlü durumlarla, çeşitli olaylarla karşılaşabileceğini anlatan bir söz.
dünyayı sel bassa ördeğe vız gelir
birçok kimse için felakete yol açan bir olay, bazı insanları ilgilendirmez.
durdu durdu, turnayı gözünden vurdu
uzun süre bekledi ancak sonunda isteğini elde etti.
düş uykudan sonra olur (gelir)
bir işin temeli gerçekleşmedikçe ayrıntılarına sıra gelmez.
düşenin dostu olmaz
varlıklı kişi yoksullaşınca çevresindeki dostlarından kimse kalmaz.
düşenin dostu olmaz hele bir düş de gör
varlıklı kişi yoksullaşınca çevresindeki dostlarından kimse kalmaz.
düşman düşmana gazel (Yasin) okumaz
düşmandan ancak kötülük beklenir.
düşmana yarak (silah) gerek, ya düşmandan ırak gerek
düşmanın hakkından gelebilmek için silah gerekir eğer silahınız yoksa düşmandan uzak durunuz.
düşmanın karınca ise de hor bakma
düşmanın ne kadar güçsüz olursa olsun dikkat et, uyanık ol.
düşmanın karınca olsa kendini merdane tut
düşmanın ne kadar güçsüz olursa olsun dikkat et, uyanık ol.
düşmez kalkmaz bir Allah
insanların talihsizliklere uğraması olağandır.
düşün düşün, boktur işin
kötü bir durumdan çıkar yol bulunamadığı zaman söylenen bir söz.
düt demeye dudak gerek (ister)
bir işin gerçekleştirilebilmesi, gerekli koşulların, araçların bulunmasına bağlıdır.
dut kurusu ile yâr sevilmez
ancak büyük fedakârlıklarla elde edilebilecek güzel bir şey, fedakârlık yapılmadan elde edilemez.
dut yaprağı açtı, soyun; döktü giyin
dut ağacı yapraklanınca soğuklar biter, dut ağacı yaprağını döktüğü zaman soğuklar başlar; ona göre giyinmek lazımdır.
duvarı nem, insanı gam yıkar
nem demiri nasıl paslandırıp çürütürse gam da insanı öylece yıpratır.
ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane
herkesin ölümü için bir sebep vardır.
ecele çare bulunmaz
ölüm dışında, çaresiz gibi görünen her güç işin bir çıkar yolu vardır.
eceli gelen (yaklaşan) köpek cami (mescit) duvarına (avlusuna) siyer (işer)
herkesin üzerine titrediği, kutsal saydığı şeyi kötüleyen, bozan kimse mutlaka kötü bir sonuçla karşılaşır.
eceli gelen fare kedi taşağı kaşır
herkesin üzerine titrediği, kutsal saydığı şeyi kötüleyen, bozan kimse mutlaka kötü bir sonuçla karşılaşır.
edebi edepsizden öğren
edepsizin yaptığı işlerin yapılmaması gereken işler olduğunu düşünmekle doğru yolu bulmuş, böylece edebi edepsizden öğrenmiş olursun.
eden bulur, inleyen ölür
nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.
efendim nerede, ben nerede?
ben ne diyorum, siz ne diyorsunuz.
eğilen baş kesilmez
kusurunu anlayıp özür dileyen kişi bağışlanmalıdır.
eğreti ata binen tez iner
ödünç alınmış araçlarla girişilen işler çok kez yürütülemez.
eğreti kuyruk tez kopar
temeli olmayan işlere güvenilmez.
eğri düzü beğenmez, bu da bizi beğenmez
hiçbir şeyi beğenmeyenlerin de kusurları vardır.
eğri oturup doğru konuşalım
birisine karşı tutumumuz ne olursa olsun doğruyu söylemeliyiz.
eğriye eğri doğruya doğru
gerçek neyse aynen belirtilmelidir.
ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını
bir girişimden iyi sonuç almak isteyen, o işin temelini sağlam kurmalıdır.
eken biçer, konan göçer
her davranış doğal sonucuna varır; emek verip ekin eken ürün alır, gezerken bir yerde konaklayan oradan kalkarak başka bir yere gider.
ekmeden biçilmez
emek vermeden beklenen bir sonuca erişilmez.
ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver
verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her iş uzmanına yaptırılmalıdır.
ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur
verimin bol olması, kullanılan malzemenin bol olmasına bağlıdır.
ekmeğini ekmekçiye ver, yarısını yerse helal olsun
verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her iş uzmanına yaptırılmalıdır.
ekmek aslanın ağzında
geçim sağlayacak bir iş bulmak ve para kazanmak kolay değildir.
ekmek istemez su istemez
hiçbir masrafı yoktur.
ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır
insanların kazançlarına, rızıklarına engel olanlara bir gün aynı şeyler yapılır.
ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil
iyi nitelikli işler kullanılan araç elverişsiz de olsa kolaylıkla yürütülebilir ama her iş elverişsiz araçla yürütülemez.
ekşi yemedim ki karnım ağrısın
suç işlemedim ki korkayım.
ekşi yüzlünün balı acı olur
istemeden iyilik yapan kişi karşısındakini de hoşnut edemez.
el ağzına bakan, karısını tez boşar
kişi, özel hayatı ile ilgili ciddi konularda başkasının düşüncesiyle değil kendi düşünceleriyle karar vermelidir.
el beğenmezse yer beğensin
çocuğun öldüğünde iyi anılması, yaşarken de beğenilir bir kişi olması için anne baba çocuklarının eğitimine çok önem vermelidir.
el el ile, değirmen yel ile
insanlar bir araya gelmeden yaşayamazlar, birbirlerine yardım etmeden başarıya ulaşamazlar; değirmenin çalışabilmesi için rüzgâr gereklidir.
el el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz
her şey birbirinin üstüne konulamaz, birbiriyle birleştirilemez.
el elden kalmaz, dil dilden kalmaz
bir kişi başkasına vurursa o da ona vurur, başkasına kötü söz söylerse diğeri de kendisine kötü söz söyler.
el elden üstündür (ta arşa kadar)
bir kimse, kendisinden üstün bir başkasının da olabileceğini bilmelidir.
el eli yıkar, iki el yüzü
bir kişi başka bir kişiye yardım ederse o da bu iyiliğin altında kalmaz, güçlenmiş olarak yardımlara koşar.
el elin aynasıdır
kişi kendi özelliklerini zaman zaman yabancıdan öğrenir.
el elin eşeğini türkü çağırarak arar
insanın kendi sıkıntı ve sorunlarına başkaları gereken önemi vermez, gerektiği kadar ilgilenmez.
el elin eşeğini yırlaya yırlaya, kendi eşeğini terleye terleye arar
insanın kendi sıkıntı ve sorunlarına başkaları gereken önemi vermez, gerektiği kadar ilgilenmez.
el elin nesine, gülerek gider yasına
bir kimsenin acısı, başkalarının umurunda değildir.
el eliyle yılan tut, onu da yalan tut
kişi kendi işini kendisi yapmalıdır.
el eliyle yılan tutan, yarısını yalan tutar
kişi kendi işini kendisi yapmalıdır.
el eliyle yılan tutulur
kişi kendi işini kendisi yapmalıdır.
el ermez, güç yetmez
bir iş karşısındaki güçsüzlüğü anlatmak için kullanılan bir söz.
el için ağlayan gözden olur
başkası için yapılacak fedakârlığın bir sınırı vardır.
el için kuyu kazan, evvela kendisi düşer
başkasına tuzak hazırlayan kimse, bu tuzağa ondan önce kendisi düşer.
el için yanma nâra, yak çubuğunu bak keyfine
başkalarının derdini kendine sorun yapıp da kendi rahatını ve düzenini bozma.
el ile gelen düğün bayram
herkese birden gelen sıkıntı ve felakete katlanmak, yalnızca bir kişiye gelene katlanmaktan daha kolaydır.
el kazanı ile aş kaynamaz
önemli bir iş, başkalarının yardımıyla başarılamaz, iş her an yarıda kalabilir.
el mi yaman bey mi yaman? el yaman!
baştaki ne kadar güçlü görünürse görünsün, asıl güç halktadır.
el öpmekle ağız aşınmaz
çok önemli bir iş için bir kimseye ricada bulunmak hatta yalvarmak gerekirse, yapılır.
el sikiyle gerdeğe girilmez
başkasının olanaklarına güvenip gelecek için girişimler tasarlanmaz.
el terazi, göz mizan
elle tartıp ağırlığı, gözle bakıp hacmi tahmin edebiliriz.
el üstünde gömlek eskimez
eğreti olarak alınan şey, dikkatle korunur; bir süre sonra olduğu gibi geri verilir.
el vergisi, gönül sevgisi
bize bir şey verene, armağan edene karşı gönlümüzde sevgi uyanır.
el yarası onulur, dil yarası onulmaz
silahla açılan el yarası çabukça iyi olur ama kötü sözle açılan gönül yarası kolay kolay kapanmaz.
