1) bir davranışın kendisine karşı olduğunu sanarak tedirgin olmak, alınmak: ‘Otomobilin dinmeyen yaygarasını üstüne alınmaya mahal yoktu.’ –Ö. Seyfettin. 2) bir işi yapmaya söz vermek, ödev alınmak: ‘Her biri, ayrı bir defter sayfasının gözden geçirilmesini üstüne aldı.’ –P. Safa.