1) bir şeyin içine işlemek, geçmek: ‘Tatlı bir duman, bütün varlığını sararak en derin yerlerine kadar nüfuz ediyordu.’ –P. Safa. 2) inceliğine varmak, anlamak: ‘Bu, o kadar ince ve girift bir meseledir ki, bütün bir ömür boyunca izaha çalışılsa yine derinliğine nüfuz edilemez.’ –N. F. Kısakürek. 3) etkili olmak: ‘Ecnebiler ona değil, o ecnebilere nüfuz ediyordu.’ –Y. K. Beyatlı.