1) güreşçi, rakibini altına alıp bir elini önden, ötekini arkadan geçirerek kilitlemek: ‘Kolunu tutup kündeye getiriyor, bir taraftan da bacağının birini ikiye büküyorum.’ –M. İzgü. 2) mec. oyuna getirmek, tuzağa düşürmek: ‘Plan kurar, tertip yaparlar; kendilerini kurtarmaya, yeni müdürü de kündeye getirmeye çalışırlar.’ –M. Ş. Esendal.